Dünyanın canlı bir varlık olduğunu daha önce söylemişti ben.
Aynı yazımda dünyada depremin etkilemediği hiçbir noktanın mevcut olmadığını da.
Şu anlama geliyor bu deyişim: Dünyada her bir noktada tarih boyunca ama büyük ama küçük mutlaka bir deprem olmuştur.
Biz bir depremi belki İstanbul'da bekliyoruz, ama bu deprem bizi İzmir'den vurabilir mi?
Çünkü aynen İstanbul gibi İzmir çevresinde de arazi kırıkları mevcut.
Jeoloji Mühendisleri Odası'nın İzmir Şube Başkanı sayın Alim Murathan bugün basın mensuplarına İzmir ve çevresinde onüç ayrı fay hattının mevcut olduğunu, bunların güncel aktif ve diri olduğunu, önemli bir bölümünün de yerleşim yerlerinden geçtiğini söylemiştir.
İlkokulda Sosyâl Bilgiler, ortaokulda Coğrafya derslerinde işlediğimiz gibi Ege'de dağlar denize dik olarak uzanır, bu dik dağların oluşmasının da sebebi depremlerdir.
Haritayı dikkâtli inceleyen biri Ege Denizi'ndeki Gökçeada ve Bozcaada haricinde hepsi Yunanistan'a bağlı olan adaların nasıl oluştuğunu az çok çözebilir.
Ege Adaları'nın tamamı depremlerde çöken toprağın yerine dolan denizin seviyesinden daha yüksek olan tepeleri sayesinde ada olmuşlardır.
Gelelim olası bir depremde İzmir'deki en fazla etkilenecek yerlere:
Sâhil kesimleri başta olmak üzere Halkapınar tarafları, Konak çevresi, Kordon Boyu, İnciraltı civarları, Kaklıç yöresi en riskli bölgeler.
Geri kalan sâhil ve biraz yukarısı nispeten ikinci derece sayılıyor.
Buca, Balçova, Çiğli daha bir kurtarıyor, geri kalan Menemen Gaziemir gibi kıyıdan uzaklaştıkça daha güvenli olduğu meydana çıkıyor işbu haritadan.
Allah-u Te'âlâ hepimizi böyle felâketlere rağmen câhill cühelâ iş yapandan korusun.