Bir zamanlar hatırlar mısınız, İstanbul'da Troleybüsler vardı, aslında otobüs, ama tepesinde çıbıhları ile elektrik alan, elektrik kesildiğinde de yolun ortasında iyot gibi açıkta kalan bir taşıt aracı.
Her ne kadar Türkiye sınırları dahilinde ilk Troleybüs 1947 Yılında Ankara'da çalışmaya başlamışsa da, bunun etkisi önce 28 Temmuz 1954'de kaldırılan Tramvayların yerlerine İzmir'de, 27 Mayıs 1961 günü de henüz Tramvaylar kaldırılmadan acele tarafından hizmete alınan İstanbul'da da görüldü.
-Troleybüsler İstanbul'da Tramvaylarla bir süre birlikte çalışmışlardır.-
Bir nedeni ise zamanın inokta basınıydı. Çünkü işbu inokta basını Tramvaylar hakkında ne kadar olumsuz menfi yazılar varsa yazdılar çizdiler durdular. Kaldırıldıkları gün de Timsah Gözyaşları döktüler.
Çünkü gerek artan nüfus, gerekse bu nüfusu taşıyacak taşıt ihtiyacı yüzünden hem İstanbul'da, hem de İzmir'de aslında Troleybüslerden çok daha verimli çalışan Tramvayların sonu getirilmişti.
Netekim o günün karikatürlerinden birisi bu durumu çok güzel özetliyor, artık işi biten Tramvay görevini Troleybüse teslim ediyordu.
Bu araçların bir numaralı sorunu elektriksizlikti.
Kurulması ayrı bir dert, kaldırılması apayrı bir dert olarak 31 Yıl boyunca bir şekilde çalıştılar.
Belki vedaları içten olmadı ama biliyorsunuz geçmiş değiştirilemiyor.
Fakat sonları çok hazin olmuş, önce İzmir'e gönderilen İETT Troleybüsleri 1992'ye kadar saat gibi çalışacaklar, sonra da İzmir Körfezi'ne balıklara yuva olmak üzere atılacaklardı.
Alttaki şemada görüldüğü gibi sadece Rumeli Yakasında çalışmışlar, Anadolu Yakasına procesi çizilmesine rağmen hiçbir zaman geçmemişlerdir.
İzmir'de ise üç adet körüklü modelleri vardı bunların, çifteli derlerdi. Türkiye'deki ilk körüklü araçlar Fiat - Viberti marka Troleybüslerdir, İkarus 280'ler değil.
Bir aylığına İstanbul'da da çalıştığını söylüyorsa dahi bazı siteler, bu konuyla alakalı bir resim yok.
Derken yıllar birbirini kovaladı, 1984 Yılına geldiğimizde Feribota bindirildi ve İstanbul'dan İzmir'e gönderildiler.
Bugün Facebok'ta dolaşırken alakasız da olsa bir sayfada resmini gördüm, içimden geldi biraz ondan bahsetmek istedim, kısacası bir Nosthâlgie idi, hatıralarımızda pek olumlu olmamasına ve kendisini pek sevmesek bile hayatımızda bir gerçek olarak vardı.
Sizlere İnternetten bulduğum -hâliyle İnternetten bulacağım çünkü tek bir tane bile benim çektiğim Troleybüs resmi yok- birkaç Troleybüs Resmiyle baş başa bırakıyorum.
Elektrik kesintileri Troleybüslerin baş düşmanıydı.
O zamanlar İstanbul Belediyesi İstanbul'a elektriğin yetmemesini gerekçe göstererek günde birkaç saat kesintiye uğratır, bu da Troleybüslerin yolların kenarlarına sıra sıra dizilip Trafiği iyice içinden çıkılmaz hâle getirirdi.
Ne belediyeymiş be, sorun çözeceğine sorun çıkartıyor.
Fatih'in İstanbul'a girdiği kapı, Topkapı durağında bir Troleybüs hareketini bekliyor.
İstanbul'a kar yağmış, yol kenarında kardan adam yapmışlar, arka plandan Troleybüs geçiyor.
Kemeraltı Caddesi, sıkışık bir trafik, ve aralarında ilerlemeye çalışan bir Bussing UD47, Leyland Levend Panther ve Ansaldo San Giorgio Troleybüs.
Taksim Meydanı, yakınlaştırılmış ayrıntı.
Eminönü Meydanı, sanırım Bebek hattına ait, çünkü son durağa girmiş.
Arka plandaki araç Mersedes'tir.
Tüm resimler Wow Turkey'den alıntıdır. İleride bir gün işbu serinin devamını getirir miyim bilmiyor ben.