Başlık sizi şaşırtmasın, buradan bu sefer hiç kimseye sözüm yok, bazı resimlerden paylaşım yapabilmek için özellikle seçti ben bu cümleyi.
Az önceki yazımın devamı sayılabilecek bir defile olsun bu seferki yazım.
Bu arada biraz da eğlencelerimize ve malûmatlaşmalara bakalım biz hayatlarımızda.
Moda çekimlerimizden arta kalanlar devam ediyor, aslında bunun özel bir eğitimi ve zamanı olmalı ama ben şimdilik kafama göre takılıyorum, ama ara sıra dahi olsa sizderya okuyucularıma ve arkadaşlarıma biraz giyimden de bahsedebilirim.
Emin olun şu dünya üzerinde birbirlerine en çok yakışan renk sarı ve laciverttir.
Hani Fenerbahçeli olduğum için söylemiyorum ama tarihe bakarsanız Galatasaray'ın da ilk kurulduğu dönemde forma renklerinin sarı ve lacivert renklerden oluştuğunu söylersem herhâlde küçücük dilinizi yutabilirsiniz.
O formayı size başka bir yazımda paylaşacağım ve o zaman isterseniz de kulüpten de sorgulayabilirsiniz.
Bol paça pantolonlara alıştık ama paçalarının yere sürülmesi kadar iğrenç bir görüntü ayrıntısı yoktur sanırım, ya siz ne düşünürdünüz?
İşte klâsik bir sonbahar kıyafeti daha, hani tam hava kışa dönüşmemiş ama ben bir şeyi çok merak ediyorum:
Bu kış gibi soğuk havada nasıl oluyor da külotlu çorap giymeden üşümemeyi becerebiliyorsunuz?
Bu bizim resmen kar altında sadece gömlekle sokağa çıkmamızla eşdeğer değil mi?
Bu kış gibi soğuk havada nasıl oluyor da külotlu çorap giymeden üşümemeyi becerebiliyorsunuz?
Bu bizim resmen kar altında sadece gömlekle sokağa çıkmamızla eşdeğer değil mi?