Yağmur yağdığı bir Cumartesi günüyle benim için çok değeri olan bir eski değerli biriyle karşılaşmanın tarifsiz heyecanını hissediyorum içimde.
Çocukken sayısız hayâller kurduğum ama büyüyünce sanki birbirlerine and içmiş gibi birer birer yıkılmaları yetmiyormuş gibi bir de üstüne taşşak geçen insanların yaşadıkları Dünya adlı alanda birkaç adet güzel nesne-i şerif günümüze ulaşabildi.
Burası hâlk arasında ısrarla Sirkeci denilen ama Devlet Demiryolları kayıtlarında her zaman İstanbul Garı olarak adlandırılan istasyonun hemen yanındaki mıntıka olmakta.
Resm-i şerifini temaşa eylediğiniz nesne-i şerif ise yıllardan beridir Devlet Demiryolları şebekesinin çeşitli mıntıkalarında yaptığı sayısız görevinden emekli edildikten sonra gelecek günlere miras olarak sergilenen Krauss alâmet-i farikalı 2251 filo kodlu buharlı lokomotif.
Ben bu treni ilk gördüğüm dönem benim çocukluk günlerime ait, aradan geçen kırk yılın ardından ne zaman yanından geçsem kendisini seyrederim uzun uzun.
Kim bilir bu doksaniki yıllık çalışma hayatında hangi trenleri çekti götürdü ya da nerelerde vazife gördüğü artık kayıtlardan bile silinmiş gitmiştir ama görünüşe göre her an yeniden bir katarı çekebilecekmiş gibi görünüyor.
O zamanlar bilmezdi ben ama karşıma geçen yıl aşağıdaki haber geliverdi birden:
Yukarıda da yazdığım üzere Bindokuzyüzaltmışaltı yılında Hürriyet gazetesine haber bile olmuşluğu mevcut kendisinin.
Son görevlerini Adana'da yapmış.