Bugün günlerden Bir Nisan İkibinyirmiiki ama bu yazdıklarım kesinlikle şaka falan değil.
Türkiye Cümhûriyeti'nde başkentimizin Ankara olduğunu bilmeyen hatrı sayılır oranda insanlar mevcut.
Eğitilim seviyemizin geldiği son noktalarda hayatımda bunu da görecektim ya ölseydim daha iyiydi.
Ben ölsem neyse de ya Atamız ne yapsın? Bu memleketi dünyanın en ileri memleketi yapmak için uğraşmasına yazık.
Siz imdı iyisi mi şu videoyu bir izleyiverin, sonra karar verin.
Vakt-i zamanında henüz yaşadığı dönemlerde rahmetli Aziz Nesin'in bizim hakkımızda doğruluğu artık su götürmeyeceğine inandığım bir tespiti bulunmaktaydı.
Günümüzün eğitilim düzeni içerisinde bu oran bile essahtan çok fazla aslında.
Mâlum-u âliniz uzun yıllardan beridir okullarımızın eğitim seviyesi ünüversüte sınavları için çok yetersiz kaldığı cihetle tüm öğrenciler hafta sonlarını dershanelerde geçirmekteydi.
Birkaç yıl önce bu dershaneler lise oldu, o konu ayrı.
Hepsini anlarım da Bindokuzyüzyirmidört yılındaki Anayasamızdan beridir Türkiye Cümhûriyeti'nin başkentinin Ankara olduğu üçüncü maddede diğer temel özelliklerimizle birlikte yazar ve anayasamızdaki ilk dört maddenin değiştirilmesinin teklif dâhi edilemeyeceği dördüncü maddede kesin hükme bağlanmıştır.
Bu soru geçenlerde Kim Beşyüz Milyar İster yarışmasında soruldu ve yaşananların özetini sizlerle paylaştım.
Hadi yarışmacı kişi heyecanlanabilir, ama salondaki seyirciler de mi heyecanlandılar?
Eğer bu kadar basit ve vatandaşlığımızla ilgili bir sorunun cevabını bilmiyorsa herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli ve gerekirse diplomunu yırtarak okula yeniden başlamalı, hem de birinci sınıftan itibaren.
Söz bitmiştir.