Bu Blogda Ara

Komşu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Komşu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

03 Nisan 2022

Zamazan Geldi Hoş Geldi

Kitaplar olsun fıkıh olsun yasalar olsun hiçbirisi yazmaz ama Ramézân-ı Şerif Ayı Şehr-İstanbul'a avdet ettiğinde ekmeğe pideye suya ve aklınıza gelebilecek her şeye zam yapmak farz-ı ayndır.
Geçenlerde en ucuz suyun ücretinin Beşmilyonbeşyüzbin Eski Türk Lirası olduğundan bahsetmişti ben.


Bu gördüğünüz yani temaşa eylediğiniz fiş Şok Markt'in geçtiğimiz Pazartesi günkü aldığım Güzelpınar markalı Beş Litrelik Su'yun ücretini göstermekte, Beş Yeni Türk Lirası Elli Yeni Türk Kuruşucukluk fatura.
İmdı sizlere biraz önce yine aynı Şok Markt'tan aldığım Beş Litrelik Güzelpınar Su'yun faturasını göstereceğim.


Markt aynı ürün aynı katma değer vergisi oranı aynı ama arada Elli Yeni Türk Kuruşu yani Beşyüzbin Eski Türk Lirasıcıklık bir Zamcık söz konusu.
Hani vakt-i zamanında hayali bön bön etrafa bakan bir bakanımızın zamımıza koduğu türden bir zamcık.


İşbu iki fatura arasında sadece Yüzkırküç Saatçiklik bir fark ve Beşyüzbin Türk Lirasıcıklık bir güncelleme var.
Düşünsenize şişe başına yapılan bu zamcıktan kimlerin ceplerine kim bilir kaç para giriyor ve bizlerin ceplerinden kimlerin emekleri hakları çalınıyor bir düşündünüz mü?
Ben asla Ramézân-ı Şerif Ayına hakaret etmiyorum ama her Ramazan geldiğinde sürekli zamcık yapan bir zümre için Zamazan sözcüğü uygun değil de nedir?


Çünkü daha önce de dediğim gibi: Hazret-i Muhammet "Komşusu açken tok yatanlar bizden değildir" buyurmuşlardır, devamında da ne olacağını ahanda işbu karikâtür gösteriyor zaten.

31 Mart 2022

İki Yıllık Muhasebe

Bundan yaklaşık iki yıl önce bir gün Çin Hâlk Cümhûriyeti sınırları içerisinde adını o dönemde adlandıramadığımız ve duyunca hayrete düştüğümüz bir hastalık türetildi Amerika Birleşik Devletleri tarafından.
Bu hayâli senaryodan oluşan hastalığa göre evde kalınmalı ve ondört gün boyunca karantinada kalınmalıydı.
Adına sonradan Korona dedikleri bu sahte salgın sayesinde bizler maskeyle tanıştırıldık.
Sokağa çıkabilmek için Hayat Eve Sığar Kodu almak zorunda bırakıldık.
Eskiden yurt dışına gitmek gibi durumlarda almak zorunda olduğumuz Şengen Vizelerinden bu sefer kendi evlerimizden sokağa çıkabilmek için almak zorunda bırakıldık.
Günlerce evlerimizde hapsedildik. O günlerce dediğime bakmayın, ondört günlük karantinayla başlandı ama sokağa çıkabilmemiz üç kocaman ayı buldu.
İller arası ulaşım durdu, Devletin Trenleri durdu, Uçaklar yere indirildi, Otobüsler garajlarda bekletildi.
Tabi bu arada iki adet Ramézân-ı Şerif Ayı, iki adet Ramézân Bayramı, iki adet Paskalya Yortusu, iki adet Hamursuz Bayramı kutlanamadığı için heba edildi. Henüz o yılların bayramları kutlanabilmiş değil.


Essahtan da o günden beridir yaşananları topluyorum da hiçbir şey değişmemiş ama hayatlarımızdan iki kocaman yıl ceplerimizden de beş kocaman yıllık gelirlerimiz çalınmış.
Günümüzde her şeye her Allah-u Te'âlâ'nın gününde zam geliyor, daha geçmiş iki yılımızın zararlarını toparlayamadan götlerimizde birer delik daha açıldı.


Bugün son olarak Şeker'e tam yüzde Otuz gibi oldukça güçlü bir zam yapılmış olup marktler de bu zammı aynen uygulamağa karar vermişlerdir.
Ne de olsa Ramézân-ı Şerif Ayı gelirken her şeye zam yapmak farzdır.
Hani bir zamanlar Hazret-i Muhammet'in "Komşusu açken tok yatanın kendilerinden olmadığı" konusunda buyurmuşluğu vardı, ne oldu sahi onun sünnet olarak kabûl edilen buyruklarına?