Kitaplar olsun fıkıh olsun yasalar olsun hiçbirisi yazmaz ama Ramézân-ı Şerif Ayı Şehr-İstanbul'a avdet ettiğinde ekmeğe pideye suya ve aklınıza gelebilecek her şeye zam yapmak farz-ı ayndır.
Geçenlerde en ucuz suyun ücretinin Beşmilyonbeşyüzbin Eski Türk Lirası olduğundan bahsetmişti ben.
Bu gördüğünüz yani temaşa eylediğiniz fiş Şok Markt'in geçtiğimiz Pazartesi günkü aldığım Güzelpınar markalı Beş Litrelik Su'yun ücretini göstermekte, Beş Yeni Türk Lirası Elli Yeni Türk Kuruşucukluk fatura.
İmdı sizlere biraz önce yine aynı Şok Markt'tan aldığım Beş Litrelik Güzelpınar Su'yun faturasını göstereceğim.
Markt aynı ürün aynı katma değer vergisi oranı aynı ama arada Elli Yeni Türk Kuruşu yani Beşyüzbin Eski Türk Lirasıcıklık bir Zamcık söz konusu.
Hani vakt-i zamanında hayali bön bön etrafa bakan bir bakanımızın zamımıza koduğu türden bir zamcık.
İşbu iki fatura arasında sadece Yüzkırküç Saatçiklik bir fark ve Beşyüzbin Türk Lirasıcıklık bir güncelleme var.
Düşünsenize şişe başına yapılan bu zamcıktan kimlerin ceplerine kim bilir kaç para giriyor ve bizlerin ceplerinden kimlerin emekleri hakları çalınıyor bir düşündünüz mü?
Ben asla Ramézân-ı Şerif Ayına hakaret etmiyorum ama her Ramazan geldiğinde sürekli zamcık yapan bir zümre için Zamazan sözcüğü uygun değil de nedir?
Çünkü daha önce de dediğim gibi: Hazret-i Muhammet "Komşusu açken tok yatanlar bizden değildir" buyurmuşlardır, devamında da ne olacağını ahanda işbu karikâtür gösteriyor zaten.