Bu Blogda Ara

Sayfalar

08 Mart 2023

Kitapçı Kedim Benim

 Benim haftada bir defa gittiğim ve kalın kalın kitaplardan ders çalıştığım bir Penguen Kitapevi var ki genel olarak yeni doğmuş Zürafa yavruları gibi paytak paytak yürürler ancak bahsettiğim Penguenler bazı Üçhârfliler gibi yüksek topuklu ayakkapları giymezler.
Genel olarak kitap bulunan yerlerde Kedi de bulunur, üstelik bu akşam kapının önündeki kalın kalın kitapların üzerine çıkmıştı ve gelen konukları karşılamağa çalışıyordu.
Tabi karşılama merasimi esnasında resm-i şerifini çekmeseydim ayıp etmiş olurdu ben.


Bu akşam içinde bulunduğum mekânın en büyük avantası gerçek anlamda bir kitap ve kahve cennetinin ortasında olması, her gittiğimde muhakkak bir kitap araklar ve birkaç saat zaman geçirebilmeğe çalışır ben.
Tabi lezzo ve de enfes Türk Kahvemsiyi gummilenirken hayatı sorgulamağa başlıyorum ve aslında her türlü kötülüklere rağmen yaşayabilmeğe değer bulabilmeğe çalışıyorum.


Hani burası var ya tam bir kütüphâne, üstelik Mükremin Ağabey'in (Çıtır) dediği gibi kalın kalın kitaplar arasında kaybolunabilecek bir kütüphâne, ancak bu dünyayı Üçhârfliler pek anlayamazlar.
Neresi olduğunu merak ediyorsanız Marmaray Elektrikli Banliyö Treninden geçerken Süreyya Pilâcı istasyonunda inin ve sâhil tarafından dışarı çıkın, bu arada Devletimin Treninin durduğu istasyonda turnike üzerinde pinekleyen Kedimize de bir Miyav deyin.


Kedimizden icâzet aldıktan sonra istasyondan çıkın ve sola dönün, onbeş metre kadar ileride, istasyon girişiyle arada sadece iki adet dükkân var.
Bu akşamleyin nöbette olması gereken saatta uyuyan kedimize Miyav demekten başka şansımız yoktu.


Bir başka yazımda da sizlere Süreyya Pilâcını anlatacak ben sizlere, çünkü burası bir zamanlar efsahane bir yerdi, benim denizine hiç giremediğim ama girenlerin ziyâdesileriyle beğenerek anılarında çokça anlattıkları.
Ayrıca paylaştığım ilânda da temaşa edilebileceği üzere uluslararası bir şöhrete de sahipmiş zamanında.