Son zamanlarda dikkat ediyorum veya yaşadıklarım bana gösteriyor, insanoğlu artıkım karşısındakine ne nezaket gösteriyor, ne de arayıp hal hatır soruyor ... Hade bunları geçtim, Facebok'tan bile gönderileri beğenmek dışında bir şey yazmıyor :-((
Bir süredir merak da etmiyor değildim ki bu işler eskilerde nasıl meydana geliyordu diye?
Merakımı da geçtiğimiz günlerde Sayın Cengiz Semercioğlu gidermeyi başardı ...
Malum-u aliniz, İstabnul'un eskiden şöyle bir Osmanlı İmparatorluğunun Payitaht olduğu günlere kadar bir gidiverelim, bugünkü yazımızın sahnesi o tarihler olsun ...
O günlerde bırakın bilgisayarı ve cep telefonunu, normal sabit telefon ve elektrik dahi namevcud :-((
Sevgiliye ulaşabilmenin tek çaresi mektup, fakat okuma yazma bilmezseniz ne yazabilirsiniz ne de okuyabilirsiniz.
İşte burda imdadımıza mendiller yetişiyor ... Hani günümüzde pek bulunmayan, bulunsa dahi fazla üretilmeyen envai çeşit bez mendiller :-))
O günlerde de kağıt mendiller yoktu, herkes bez mendil kullanırdı ...
Zamanında hayat ne kadar güzelmiş, değil mi?
Şimdi kağıt mendiller çıkınca ortalığı da bir çöp yığını kaplamadı değil ... Bu konuyu başka gün yazıcam, şimdi güzel günlere devam edelim :-)
O günlerde de kağıt mendiller yoktu, herkes bez mendil kullanırdı ...
Zamanında hayat ne kadar güzelmiş, değil mi?
Şimdi kağıt mendiller çıkınca ortalığı da bir çöp yığını kaplamadı değil ... Bu konuyu başka gün yazıcam, şimdi güzel günlere devam edelim :-)
O dönemde şık ve zarif Osmanlı Hanımefendilerinin yakışıklı buldukları beylerin yakınlarında "Yere Düşürdükleri" işbu mendiller zamanın SMS'i çalışıyormuş ... Her rengin farklı bir anlamı var, birlikte bakalım isterseniz :
Beyaz : Seni delicesine seviyorum.
Eflatun : Yarın penceremin önünden geçiniz, size mektup vereceğim.
Fıstıki : Dikkat et, komşular görecek.
Kenarı Mor : Çapkın! Pek hoşuma gidiyorsun.
Kenarı Pembe : Sensiz yaşayamam.
Kenarı Sarı : Bir kaç gündür rahatsızım, çıkamayışımın sebebi bundandır.
Kenarı Yeşil : Sana daima sadık kalacağıma söz veriyorum.
Mavi : Kederlerdeyim, çok vefasızsın, sensiz mes'ud olamam.
Mor : Senden çok hoşlanıyorum.
Pembe : Bütün ümidim sende.
Yeşil : Gönderdiğim mektubun cevabını bekliyorum, ne zaman göndereceksiniz?
Kırmızı : Seni bütün varlığımla seviyorum.
Sayın Murat Boybeyi'nin araştırmasını yayınlayıp aslinda eskilerin ezbere bildiği bu mevzuat-ı izdivaciyeyi bizlerle Kelebek'teki köşesinden paylaşan Sayın Cengiz Semercioğlu'na teşekür ederek sahneyi günümüze çevirelim ... Bence bu renkli mendiller günümüzde şekilleri değiştirip hediye paketlerindeki kağıtların yerlerini alsınlar ... Malum ki o günler geçmiş, biz de artıkım eski bizler değiliz, bugünlerdeyiz ... Kimbilir belki bu gecenin sabahı olmaz, onun için boş kalmasın bence içtiğiniz bardaklar ... Mezeleriniz de eski günlerin delicesine yaşanmış aşkları olsunlar, ama fazlama da deşmeyin sakın ...
Zira aşkla dalga geçilmez.