Bu Blogda Ara

06 Şubat 2021

Göztepe İstasyonu

 Bundan yıllar yıllar önceydi, zamanın padişahı Sultan Abd-ül Aziz Hazretleri demiryolu yapılması için ferman buyurmuştu. Bir demiryolu ki İstanbul'dan başlayacak ve Bağdat'a kadar gidecek.
Yolun ilk olarak o zamanlar Şehr-İstanbul'dan oldukça uzak sayılan ama günümüzde resmen şehrin içinden sayılan bir merkez olan Pendik istasyonuna kadar olan kısmı bitirilip 1873 yılında hizmete girdiği zaman ilk plânlarda Göztepe'de istasyon yoktu.


İşbu resm-i şerifi belki ilk kez görecekler olacaktır okuyucularımın arasında, bu görülen yapı Haydarpaşa Garı yapılmadan önceki istasyon binasıdır, bunun hakkında ilerideki günlerde birkaç mâlumatfuruş yayınlayacağım.
O zamanlar Haydarpaşa'dan kalkan buharlı tren Kızıltoprak Feneryolu Erenköy Bostancı Maltepe ve Kartal'da durarak Pendik'e geliyordu. Dahası ilk başlarda Banliyö Treninin son durağı Erenköy olarak plânlanmasına ve Erenköy istasyonunun arazisinin oldukça geniş olarak inşa edilmesine rağmen bundan vaz geçilip Pendik'e getirilmiştir.


Bendeniz öncelikle Göztepe istasyonunun hizmete giriş töreninin resm-i şerifiyle başlayayım, çünkü kullanılmağa başlanması için öncelikle hizmete girmiş olması gerekmektedir, hizmette olmayan bir nesne-i şerif kullanılamaz.
O zamanlar tren giderken Feneryolu'dan dönerken Erenköy'den sonra oldukça dik sayılabilecek bir yokuşu tırmanır Göztepe'ye varırdı.
Günümüzde belki Cadde-i Bağdad'dan fazlama fark edilmez ama özellikle Fahrettin Kerim Gökay Caddesi'den gelirken yol Söğütlüçeşme'den itibaren yavaş yavaş yokuş tırmanmağa başlar ve işbu yokuş rahmetli "Mini mini valimiz" Fahettin Kerim Gökay'ın kurduğu vakfın Göztepe'deki köşkünün önüne kadar gelir ki binanın önünde yol da biraz daralır.
Bundan sonra yol Öğretmen Hayrullah durağına kadar tatlı bir inişe geçer, caddenin adı da Şemsettin Günaltay olmuştur ve Turşucu Deresi ile Şen Esen Evler civarında bir yokuş daha tırmanır ve Kadıköy ilçesini 1989'a kadar Kartal 1989'dan sonra ise Maltepe ilçesiyle ayıran Çamaşırcı Deresi hizasında tekrar aşağı iner.
Gerek Turşucu Deresi gerekse Çamaşırcı Deresi artık gerçek anlamda bildiğimiz dere değillerdir, üstleri kapatılmış ve alttan boru olarak kanalizasyona karıştırılmıştır ki o da ayrı bir konudur.


O zamanlar tepede olan ve tek raylı istasyonda Haydarpaşa yönüne giden bir buharlı tren görülüyor işbu resm-i şerifte.
İstasyonun önündeki zemin ise 1913 yılından sonra yaklaşık onbir metre kazılıp yarılarak günümüzdeki seviyesine indirilmiştir ve Pendik'e kadar olan yol tek raydan çift raya çıkartılmıştır ve bu şekliyle 2013 yılına kadar işlemiştir.
Göztepe istasyonundan geçen Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi'ndeki tünel benzeri köprü ve Marmaray sonrası şimdilik atıl kalan köprü üstündeki Göztepe istasyon binası da 1915 yılında yapılmıştır.


Bu yeni bina yapılınca trenlerin işleme zorlukları da asgariye inmeğe başlamıştı.
Geçen zaman içinde trenler değişmişti, bir zamanlar çufçuflayarak ve bacalarından dumanlar salarak yavaş yavaş ilerlemeğe çalışan buharlı lokomotiflerin yerini önce mazotla çalışan dizeller ve çevreci temiz olan elektrikliler almıştı.


Bu yazımda trenin öyküsünü uzun uzun anlatamayacağım ancak 1969 yılında önce E-8.000'liklerden sanırım on katar İstanbul'dan Haydarpaşa'ya gönderilip 1980'e kadar kullanılmıştı. Takviye olarak da o yıllarda yeni gelen E-40.000'lik lokomotiflerin çektiği banliyö trenleri de vardı.
Elektrik hattı 1977 yılında Adapazar'a kadar uzatıldığı dönemde ve 1979 yılında imâl edilmeğe başlanan E-14.000'likler filoya katılmağa devam ettikçe E-40.000'lik lokomotiflerin çektiği trenler artık Adapazar'a çalışmağa başlamışlardı.
Biz yine bu konuyu başka bir yazımıza yollayarak Göztepe semt sınırlarının içinde kalmağa devam edelim.


İşbu resm-i şerifte temaşa eylediğimiz bina yıllar önce hizmete açılmış olan esas istasyon binasıdır, arz ettiğim şekilde tren yolundan onbir metre kadar yukarıda kalmıştır.


Tren yolu yarıldıktan sonra Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi'nden Göztepe İstasyonuna erişim için yapılan ve günümüzde atıl olarak bekleyen bina budur.
Haydarpaşa'dan yola çıktıktan sonra yoldaki ilk tünel sayılır ancak Devlet Demiryolları listesinde bura tünel değil köprü olarak kayıtlıdır.
Göztepe sakinleri bu binanın kültürel miras olduğunu ve kütüphâne gibi bir kültür merkezi olarak değerlendirilmesini istemektedirler ki bence sonuna kadar haklılardır.


Bu resim de artık eski sayılan Elektrikli Trenimizin işlediği son günlere ait bir Göztepe istasyonu resmi, gerek Facebok'ta gerekse Pinterest'te sık sık paylaşılır ve yıkıldığından bahsedilir.
Her yapılan binanın bir gün yıkılması ve yerine daha sağlam yeni binanın yapılması gerektiği doğanın kanunudur ama işbu resm-i şerifte günümüzde olmayan kısım istasyonun peronlarıdır, bina henüz bir şekilde durmaktadır.


Madem yazımıza burada son vereceğiz, biraz İncilazları üzecek bir şekilde bitirelim.
Hepiniz biliyorsunuz 1 Kasım 1928 yılında hârf inkılâbını yapıp Lâtin Alfaesine geçtik ve o günden beri kullanıyoruz.
Ancak gerek İngiltereli İngilizler gerekse de İçimizdeki İngilizler hâlâ ısrarla hârf inkılâbı yüzünden dedelerinin mezar taşlarını okuyamadıklarından bahseder dururlar. Ancak buna rağmen Arapça'yı öğrenmeğe çalışmak işlerine gelmez.
Bu arada bizim Türkçe'nin gözünü seveyim ki bir "C" hârfi için "DJ" bileşenini kullanmak zorunda kalmıyoruz, ya İngiliz veya Fransız usülü yazmağa kalkışsaydık Bostancı'nın adını "Bostandji" olarak yazmak zorunda kalacaktık.