Bu Blogda Ara

17 Ekim 2014

Askerlik - Vicdani Red

Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde ben böyle bir konuşma daha işitmemiştim.
Başvekilimizin "Fakir çocukların yaptığı askerliği zengin çocuklardan esirgeyecek değiliz" açıklamasından sonra bindiğim dolmuşta bir gencin telefonla konuşmasına kulak misafiri oldum ki kanım dondu.

Kahramanımız (!) telefonu açtı birine dolmuşa biner binmez, başladı normâl bir şekilde konuşmaya. Hâl hatır falan filân feşmekân derken buraya kadar yanlış bir şey yok.
Ama bir dakika kadar sonra işin asıl niyet çıktı meydana. Bizimki askerliğini "Bedelli" çıkar diye yapmamış bugüne kadar, önümüzdeki Mayıs'ta tecil süresi doluyormuş, ama kurulu düzeninin bozulmaması için topu topu onbeş aycık olan askerliği son çare olarak "Vicdani Red" ile yapmamaya kararlıymış. Bir de soruyor karşısındakine ki "Sosyal hayatı" sekteye uğrar mıymış?
Üstelik de okumuş biri, hade cahil olsa neyse. Ama sanırım haybeye okumuş.

Ben de yanımda oturan adama döndüm bu konuşmanın üzerine, başladım dert yanmaya.
Hayatımda şerefle ve gururla şimdiki zırtapozarın -desem yeridir ama hakkıyla ve severek yapanları tenzih ederim- yaptığından üç ay daha fazla yaptığım ve bir daha çağırırlarsa seve seve gideceğim askerlik hakkında.
"Git de adam gibi askerliğini yap, şunun şurasında sadece ve sadece onbeş ay, ben onsekiz ay yaptım, ben enayi miydim ki zamanında asker oldum?"

Sosyal hayattan başlayayım ki öncelikle ve en basidi hiçbir kayınpeder kızını askerlik yapmamış biriyle evlenmesine izin vermez. En azından benim gençliğimde böyleydi, ama günümüzde babaların görüşleri değişti mi bilmiyorum.
Ben kız babası olsam damadımın askerlik yapmaması hakkında ona tek bir öğüdüm olurdu:
"Git askerliğini yap gel öyle iste!"

Çünkü Türkler için askerlik "Vatan Borcu"dur.
Biz bu vatana olan borcumuzu fazlasıyla ödedik.
Babalarımız daha da fazlasıyla ödediler, dedelerimiz babalarımızdan da fazlasıyla.
Onun için askerlikten kaçanlara ben hakkımı asla ve asla helâl etmeyeceğim.

Bu da böyle biline!