Bu Blogda Ara

Kur'an-ı Kerim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kur'an-ı Kerim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

02 Mayıs 2024

Bayazıd'da Sessiz Kulun İsyanı

Bugün siz sevgili okuyucularımıza oldukça can sıkıcı haberler yazacağız çünkü şahit olduğumuz olay bizim morâlimizi çok fena bozmuş vaziyette.
Mâlum-u âliniz Şehr-İstanbul'un surlarının içine bir süreden beridir Fatih Belediyesi bakmakta, zabıtası çöpçüsü dükkânları falan olduğu gibi hem de.
Ancak bugün öğle vakti iki adet Fatih Belediyesi görevlilerinin Bayazıd semtinde ve Gedikpaşa Yokuşu'nun üst başında bulunan Yeniçeriler Caddesi üzerinde hiç kimseye hiçbir zararı olmayan ve tamamen masum bir köpekçiği ellerinde demir bir tasmayla alıp zorla götürmeğe çalıştılar.


Zavallı köpekçik götürülmemek için çok direndi ama Allah-u Te'âlâ tarafından söylediklerini anlamamamız yüzünden fazlaca bir müdahâlede bulunamadık.
Gelgelelim yukarıdaki resim çekildikten sadece beş dakika sonra zavallı köpekçik yerde her tarafı kan revan içinde yatıyordu ve Fatih Belediyesinin zebanilerinin çevresini bir hâlk kitlesi sarmıştı.
Fatih belediyesinin görevlilerinin iddiası yoldan geçen Çağdaş Tramvayın çarpması sonucu böyle olduğuydu ama gözler ne yazık ki hiç de öyle olmadığını söylüyordu.


Bilinmesi gereken bir gerçek vardır ki hayvanlar Allah-u Te'âlâ'nın sessiz kullarıdır ve yine Allah-u Te'âlâ'nın buyurduğu üzere bir zulmü eğer engelleyemiyorsak etrafa duyurmamız farz kılınmıştır.
Kıyamet sonrası sessiz kullar konuşacaklar ve insanların kendilerine yaptıkları zulmü şakır şakır anlatacaklar ve bu sefer insanların ağızları mühürlü olduklarından işbu suçlamalara cevap veremeyeceklerdir.


Hatırlatmak isterim ki bundan yaklaşık yüzondört yıl önce de böyle bir katliam vukua avdet eyledi, o zamanın padişahı Şehr-İstanbul'daki bütün köpekleri topladı ve Sivriada'ya sürdü, üstelik aç bırakarak.
İşbu bahsettiğim buyruktan sonra mâlum-u âliniz olmak üzere Osmanlı İmparatorluğu yıllarca süren savaşlar sonucu tarihin tozlu sergenleri arasına karıştı.
Belki başka sebepler de vardı ama Kedinin Köpeğin Kuşun intizarı yani günümüzün açık anlamıyla da yazalım bedduası o dönemde birçok olumsuzlukların vukua avdet eylemesine önemli bir katkıya sebep olmuştur.

14 Temmuz 2021

Arapça'nın Hikmeti

 Arap çölleinde yaşayan ve çölde kutup ayısına rastlayabilen bedevi kadınları ellerinde tefler olduğu hâlde yanık sesle türküler söylemektedir.


Türkülerin konusu da deve etinin lezzetidir.
Bu etin kebabının haşlamasının kızartmasının ne kadar lezzetli olduğu yanık yanık ve makam içinde anlatılmaktadır.


Töreni tertipleyen Osmanlı Teşkilat-ı Mahsusa Reisi Eşref Sencer (Kuşçubaşı) bey bir de görür ki hazır ol vaziyetinde olan Anadolu’nun aslan yapılı Osmancık Taburu’nun erlerinden bazılarının Arapça deve eti kasidesini dinlerken gözyaşları şıpır şıpır damlamakta. Çok iyi Arapça bilen Eşref Bey şaşırır.
Şaşkınlığı geçer geçmez bir ere:
"Oğlum neden ağlıyorsun?" diye sorar.


Hazırol vaziyetindeki Mehmetçik komut gelmediği için durumunu hiç değiştirmeden cevap verir:
"Kumandanım bakınız ne güzel Kur'an okuyor."
Askerlik yapanların mâlum-u âlileri olmak üzere hazırol vaziyetini veya daha açıklayıcı olmak gerekirse esas duruşu komutanın komutu haricinde hiçbir şey bozamaz.


Bu saf ve pırıl pırıl yürekli Anadolu çocuğunun duyguları önünde gözleri dolan Eşref Bey dayanamaz:
"Oğlum o bedevi kadınları kendilerine dağıtılacak olan deve etinin lezzetini anlatan kasideyi makamla okuyorlar, sil gözyaşlarını."