Bu Blogda Ara

14 Temmuz 2021

Arapça'nın Hikmeti

 Arap çölleinde yaşayan ve çölde kutup ayısına rastlayabilen bedevi kadınları ellerinde tefler olduğu hâlde yanık sesle türküler söylemektedir.


Türkülerin konusu da deve etinin lezzetidir.
Bu etin kebabının haşlamasının kızartmasının ne kadar lezzetli olduğu yanık yanık ve makam içinde anlatılmaktadır.


Töreni tertipleyen Osmanlı Teşkilat-ı Mahsusa Reisi Eşref Sencer (Kuşçubaşı) bey bir de görür ki hazır ol vaziyetinde olan Anadolu’nun aslan yapılı Osmancık Taburu’nun erlerinden bazılarının Arapça deve eti kasidesini dinlerken gözyaşları şıpır şıpır damlamakta. Çok iyi Arapça bilen Eşref Bey şaşırır.
Şaşkınlığı geçer geçmez bir ere:
"Oğlum neden ağlıyorsun?" diye sorar.


Hazırol vaziyetindeki Mehmetçik komut gelmediği için durumunu hiç değiştirmeden cevap verir:
"Kumandanım bakınız ne güzel Kur'an okuyor."
Askerlik yapanların mâlum-u âlileri olmak üzere hazırol vaziyetini veya daha açıklayıcı olmak gerekirse esas duruşu komutanın komutu haricinde hiçbir şey bozamaz.


Bu saf ve pırıl pırıl yürekli Anadolu çocuğunun duyguları önünde gözleri dolan Eşref Bey dayanamaz:
"Oğlum o bedevi kadınları kendilerine dağıtılacak olan deve etinin lezzetini anlatan kasideyi makamla okuyorlar, sil gözyaşlarını."