Bu Blogda Ara

20 Ağustos 2021

Bir Eşek Öyküsü

 Hikâye bu ya bir İnek bir Beygir ve bir Eşek etrafa dağılıp insanların ne yaptıklarını öğrenmeğe ve üç yıl sonra bulundukları yerde buluşmağa karar verirler. Her biri başka yöne gider.
Aradan üç uzun yıl geçtikten sonra buluşma yerine önce İnek ve Beygir gelir. İkisinin de vaziyeti perişan bir hâldedir, hem zayıflamış ve dişleri dökülmüş hem de kamburları çıkmıştır, adeta çökmüştür.
Beygir merakla sorar: "Nedir bu hâlin İnek kardeş?"
İnek acıklı bir şekilde içini çekerek anlatır:
"Sorma sevgili Beygir kardeş. Bu insanlar çok merhametsiz. Beni durmadan birbirlerine sattılar. Alan sütümü sağdı. Bir başka inek daha bulup onu yanıma koyarak bizi çifte koştular aç bıraktılar. Canımı zor kurtardım be kardeş."
Beygir de acı acı başını sallayarak anlatır:
"Ah, sorma. Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler ağzımı açamadım. Üzerime bindiler ses çıkaramadım. Biri indi öbürü bindi. Binmedikleri zamanlar da zincire vurdular. Belim çöküp de onları taşıyamaz bir hâle geldiğinde arkama kocaman bir araba bağladılar. Bu sefer birçoğunu yeniden taşımağa başladım. Ben onları taşıdıkça daha hızlı gitmem için kırbaçladılar. Canımı zor kurtardım İnek kardeş."


İnek ve Beygir böyle konuşurken uzaktan Eşek görünür. Hayli neşelidir. Islık çala çala ve taşlara tekme ata ata kısaca hoplaya zıplaya gelir. Mutludur üstelik de şişmanlamıştır. Tüyleri pırıl pırıl parlamakta ve gözlerinin içi gülmektedir. Üzerinde lâcivert takımlar vardır.
Bunu görünce İnek ile Beygir şaşırmış bir şekilde:
"Nedir bu hâlin? Neler oldu? Neden böyle zevkten dört köşesin?" diye sorarlar tabi.
Eşek keyifli bir şekilde anlatır:
"Sizden ayrıldıktan sonra uzakta bir memlekete vardım. Birisi yukarı çıkmış bağırıyor, bağırdıkça insanlar onu alkışlıyordu. Ben de yüksekçe bir yere çıkıp bağırdım. Benim bağırmamı bilirsiniz, yeri göğü inletirim. Sesimi duyan benim yanıma koştu, duyan duymayana haber verdi, etrafım insanla doldu. Onlar geldikçe ben daha çok bağırdım. Haktan hukuktan refahtan adaletten filan bahsettim."
"Eee, sonra ne oldu?"
"Ne olacak? Beni başkan seçtiler."
"Deme yahu. Yani sen imdı başkan mı oldun?"
"Evet. Bir şey yapmama bile gerek kalmadı. Ben bağırdıkça onlar 'Seninle gurur duyuyoruz' diye alkışladılar. Ben de yedim ve bağırdım, yedim ve bağırdım."
"Peki, senin eşek olduğunu anlamadılar mı?"
"Valla ne yalan söyleyeyim yarısı anladı ama diğer yarısına anlatamadı."


Antik Yunan döneminde (MÖ 620-560 yılları arasında) Ege'de yaşayan ünlü masalcı Ezop'un ikibinaltıyüz yıldır canlılığını yitirmeyen öyküsünü okudunuz.
Gerçek şahıslarla ilgisi yoktur.