Bugün Bir Kasım İkibinondokuz.
Bundan tam olarak Doksanbir yıl önce eski öğrenmesi zor olan Arapça yazıyı terk ederek günümüzdeki Lâtin Hârflerini kabul ettik.
Her ne kadar içimizde hâlâ Arapça yazıyı savunan bazı zevat mevcutsa bile kendilerine hayallerinin içinde esenlikler diler ben. Bu yazım da kendisine:
كج اويكوسونو اييي اويوسون، رويالار كرچك اولمويور چونكو.
(Gece vakti iyi uyusun, rüyalar gerçek olmuyor çünkü.)
Yeni ve Çağdaş Türkiye Cümhûriyeti Vatandaşlarını bilim alanında Batı ile eklemleme amacını güden işbu inkılâp tarihte benzerine çok zor rastlanabilen büyük bir devrimdir.
Toplamında Yirmidokuz adet olan Hârflerimizi ilkokulda hepimiz öğrenmiştik. İmdı size okunuşlarını bir yazayım, bilmeyenler de öğrensinler:
A, Be, Ce, Çe, De, E, Fe, Ge, Yumuşak Ge, He, I, İ, Je, Ke, Le, Me, Ne, O, Ö, Pe, Re, Se, Şe, Te, U, Ü, Ve, Ye, Ze.
Görüldüğü üzere Qu, We, iX olarak okunan İngilizce hârfler Türkçe'de bulunmamaktadır.
İşin güzel tarafı da hârflerimizin sesli hârfler dışında tamamının E sesiyle okunduğunu da bir kez daha gördünüz.
Yani gerçek Türkçe'de Ha gibi Ka gibi Aş gibi Ti gibi Vi gibi Eyç gibi Er gibi Ay gibi Bi gibi okunuşlar bulunmamaktadır.
Ancak günümüzde dediğim yaklaşık otuz yıldan beridir sürekli bu tarz yanlış okumalar çoğalmaya başlamış bulunmakta.
Bunları yapanlar da aslında kendilerine eğitimli kişiler dedirten ama aslında dış güçler tarafından eğitilen şahıslar olması sizce birer tesâdüf müdür?
Maksat dilimizi bozmak ve yıllardan beridir çok sağlam birer bağla bağlı olan bizleri birbirlerimizden ötekileştirerek ayırmaktan başka bir şey değil.
Ondan sonra ben boşuna İngilizce için İncilazca demekten hiç çekinmem, çünkü İngilizce'nin içinde de bu tarz bozuk yazılımlar mevcut olduğunu İngilizce bilenler biliyorlar. Örnek olarak "Middlesborough nasıl yazılıyor? M'boro olarak.
Tabi bu arada Almanların bir Çe hârfi için "Te Se Ce He" hârflerini birden israf etmeleri de ayrı bir komedi olduğunu da belirteyim.
Aslında bu tarz yanlış kullanımları yazmaya çok uzun bir yazı konusu olur ama ben bu yanlışları zaman içerisinde sizlerle paylaşmayı daha fazla tercih ederim.
Çünkü zamanında Atatürk'ün açtığı yolda kurduğu ülküde gösterdiği amaçta hiç durmadan yürüyeceğime and içmiştim ve şimdi de işbu andıma sadık kalmak zorundayım.