Bizler genel olarak trafik kurallarına uymayı sevmeyiz, ne kadar yazılı kural varsa hepsini kendimize göre ihlâl etmekten geri kalmayız.
Bunca yıldan beridir trafik kazalarında önlerinde yaşamaları gereken yılları olan birçok vatandaşımız ne yazık ki bizlerin kural tanımamazlıkları yüzünden Hakk'ın rahmetine kavuştular.
Örneğin bir yolda saatte elli kilometre sür'atle gidileceğine dair trafik işareti mevcut ama sanki o işaret hiç yokmuş gibi sürücü arabasının gazını köküne kadar basar.
Oysa ki devletimiz o azami elli kilometre ile gidileceğine dair levhasını o yola süs olsun diye koymadı, o levhanın anlamı o yolda en hızlı olarak saatte elli kilometre ile gidilinebileceğine dair sınırlamadır, ellibir kilometre ile gidilmemesi gerekmektedir.
Yine aynı devletimiz kırmızı sarı yeşil ışıklardan oluşan lâmbaları da gerekli yerlere yerleştirmiştir, anlamı da kırmızıda durulması yeşilde geçilmesi demektir.
Ama bütün bunlara rağmen kurala uymak Türkiye Cümhûriyeti'nde enayilik olarak değerlendirildiği için halkımız kurala uymamayı kendine kâr saymakta.
Sadece trafikte değil hemen hemen her alanda vaziyet-i umumiye işbu şekilde gelmiş geçiyor.
Ondan sonra da yolda trafik polisi çevirdi miydi hemen başlıyoruz şikâyete.
Son iki gün içerisinde aynasız olmayan trafik polislerimizce Türkiye Cümhûriyeti genelinde gerçekleştirilen trafik denetlemelerinde ortaya çıkan bilançoyu ben burada tekrardan yazamayacağım ama kesilen cezalardan Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki bütün görevlilerin maaşlarının vatandaşlarımıza kesilen ceza sayesinde ödeneceğinin ölçeğini verebilirim.
Onun için sayın sürücüler lütfen trafik kurallarına uyun, ehliyetinizi bakkaldan aldığınızı çok fazlama belli etmeyin.
Hem sizin cebiniz hem de bizim sağlığımız için.
Çünkü her canlının ölümü tadacağı gerçeğine göre helbette bir gün ölecek ben ama ölüm nedenim trafik kazası olmasın, evimde uykumda farkına bile varmadan ölmek istiyor ben.