Bu Blogda Ara

Sayfalar

28 Mart 2019

İkibinondört Liralık Sınır

Ekomonimiz her geçen gün büyüyor gelişiyor ve çok ama çok çalışıyor.
Bir yandan maaşlarımız yükseldi, diğer yandan harcamalarımız daha da fazla yükseldi hamd olsun.
İşin güzel tarafı nüfûsumuz da çoğalıyor, hele de her ailede en az üç çocuk yapılacak komutundan sonra herkes ama herkes en ucuz eğlenceyle her akşam vur patlasın tokmağı çal oynasın mızrabı eğleniveriyor.


Ancak buna rağmen içinde bulunduğumuz üçüncü ay olan Mart'ta çekirdek ailelerin yani anne baba bir kız bir erkek çocuğun olduğu ailelerin armudun sapı üzümün çöpü ile sağlıklı beslenebilmesi için ceplerinden toplamda çıkartılacak masrafın karşılığının İkibinondört Türk Lirasıcık olduğunu açıkladı bu sabah Türk-İş Sendikası.


İkibinondört yılı yaklaşık beş kocaman yıl önce geride kaldı.
Biraz önce bahsettiğim işbu çekirdek ailenin masraflarına elektrik su doğalgaz giyim eğitim ulaşım harcamaları da eklenince oturdukları evin kendilerine ait olduğunu var sayarsak işbu sayı Altıbinbeşyüzaltmışbir Türk Lirasıcık'a çıkıyor.
Allah'tan memleketimizde işler güçler çok yolunda ve işsizlik oranı sıfıra yakın da hepimiz çalışıyor ve memleketimizi kalkındırıveriyoruz.


Ancak buna rağmen Gelir Vergilerimizi ödediğimiz işbu ay ile geçen yılın aynı ayından itibaren geçen zaman zarfında gıda ücretlerinin de Yüzde Yirmibir oranında arttığını ve memleketimizdeki besin tüccarlarının zenginleştiğini de belirtmem gerekmekte.
Çünkü hepimiz gibi tüccarlarımız da çalışıyorlar, hem de çok çalışıyorlar.
Doğa Ana sağ olsun tarlalarımıza her yıl güzel bir hasat dönemi yaşatıyor, her yıl bir önceki yıldan daha fazla ürün elde edebiliyoruz, çiftçilerimizin yüzleri gülüyor.


Bindokuzyüzseksendört Yılı yapımı rahmetli Natuk Baytan'ın yönettiği ve rahmetli Kemâl Sunal'ın başrolünde her ne kadar adı "Niyâzi" de olsa "Şaban"lıktan tam olarak kurtulamamış olan Atla Gel Şaban adlı Yeşilçam Klâsiği içinde pek dikkât edilmeyen bir sahne vardır, bize göre sağ yanında çocukları ve kaynanası solunda da eşi rolünde Nevra Serezli'nin hayat verdiği "Zehra" karakterine söylediği bir replik vardı:
"Zehra, binliği küçümseme, alınacak zavallı."


Bir zamanlar üstte paylaştığım "Mor Binlik" ile burada görülen "Binlik" aslında aynı değerdedir ama aradaki geçen zaman zarfında gerçek değeri çok ama çok düşmüştür.
Çünkü Niyâzi'nin aldığı maaştan ay sonunda arta kalan bu "Binlik" kendilerini bir kocaman ay boyunca geçindirecek ve günde sadece "Otuzüç" Liracık harcırah bırakacaktır.


Niyâzi'nin mantığına göre her ay artan işbu "Bir" Liracık ile üçbin yıl sonra çocuklarına çok istedikleri bisikletlerini alabilecektir.
İşte böyle sevgililer, hayat ekomoni hayatı ve devri, her ne kadar işbu yazımda okuduğunuz hiciv ve mizaha rağmen hiçbir şeyin kolay olmadığını sizlere anlatmak istedi ben.
Okuduğunuz için teşekkürler.