Bu Blogda Ara

11 Kasım 2017

Facebok Zayıflıktan Besleniyor

Bu satırları okuyunca iyi ki Facebok'ta artıkım çok zaman geçirmiyorum. Çünkü gerçekten bu Facebok denilen illet insanlardan çaldığı zamanı toplasak sanırım bütün gününü kaplıyor.
Üstelik bunu Facebok'un eskiden yöneticisi olan Sean Parker kendi ağzıyla ve yazısıyla itiraf ediyor.
Gerçekte ben boşuna koskocaman Facebook'a neden "Facebok" (Tek O ile) dediğimi en sonunda biri itiraf etmiş. Önce haberimizin resmini görelim:


Sayın Sean Parker'in açıklaması aynen şöyle:

"Facebok insanların tüm vaktini sitede geçirmesini sağlamak için kuruldu. Facebok insan piskolocisinin zayıflığından besleniyor. Çocukların zihin sağlığını tehlikeye atıyor. İnsanların davranış biçimlerini değiştiriyor. Yarattığı tehlikenin boyutunu şu an ancak Tanrı bilebilir."

Şimdi bu sözleri bir tarafa koyalım ve benim ortaya çıkarttığım gerçekleri yazalım.
İlk olarak 2007 yılında ebemizi ve ilkokul arkadaşlarımızı bulabileceğimizi söyleyerek hayatımıza giren Facebok günümüzde hiç alakası olmayan bir sürü insanla her şeyimizi paylaşan ve özellerimizi bile ortaya döken bir canavara dönüştü.
Çünkü birçoğumuz her özel anımızı Facebok'a koymaktan çekinmiyoruz. Hele de Facebok telefonlarımızın içine girdiği günden sonra bir soruya cevap vermeye hemen ellerimiz telefonlarımıza gidiyor. Sanki akşama cevaplasak karşımızdaki ölecekmiş gibi.
Ayrıca kim neredeymiş ne yapmış ne yemiş ne giymiş gibi meraklarımız da ortaya çıktı.
Ben bazı kişilerin Facebok'a paylaştığı bir iletiyi beğenmedi diye sevgilileriyle ağıza alınmayacak küfürlerle kavga ettiklerini bile gördüm veya okudum.
En basitinden Facebok hatırlatmasa birbirimizin doğum günlerini bile unutuyoruz.
Ben aslında bu Facebok denilen nesne-i şeriften nefret ediyorum, çünkü bu yüzden son birkaç yılda üç tane kâlp kırılması yaşadım. Eğer bazı adam gibi gruplar ve paylaşımlar olmazsa Facebok'umu kapatmayı bile düşünmüyor değilim.
Bazıları bunun için "Adı üstünde sanal dünya" gibi şeyler diyorlar ama bizzat kendileri bu sanal dünyayı ciddiye almaktalar. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Millet için Facebok resmen ilâh oldu, ama bir güzelliği var ki insanın cehâletini de ortaya çıkartıyor. Artık kitap okumuyoruz araştırmıyoruz, doğruyu bulamıyoruz, Facebok'un yazdığını doğru kabul edip ona göre hareket ediyoruz. Toplu taşıma araçlarında milletin elinde telefon, çoğu da Facebok'a bakıyor, sanki çok önemliymiş gibi.

Şimdi bu kadar olumsuz özelliğini görünce ve yaşayınca ben neden Facebok'u seveyim?
Adı üstünde zaten, Facebok.
Dilerim siz de benim bulduğum bu kelime oyununu bulur ve ne demek istediğimi anlarsınız.