Tepemizin d'amına yağması beklenen kar bize fena yağdı.
Bu sefer somut değil soyut olaraktan.
Çünkü mâlum ay başı geldi çattı memurda şafak attı, nasıl geçeceğiz çarşıdan kasaba manava yakalanmadan?
Gerçi artıkım günümüzün kapitâlist düzenine ayak uyduramayan kasap manav bakkal artık topu taca atmış durumda ama yine de birkaç adet direnen esnafımız mevcut.
Görüntüde yine başımızın belâlısı olan Amerika Birleşik Devletleri Dolarının bu ay başında eriştiği değeri ve bizim en büyük değerdeki paramızın yani İkiyüz Türk Lirasıcıklık kâğıt paramızın karşılığını görüntülemektesiniz.
"Ondört Amerika Birleşik Devletleri Doları Kırkaltı Amerika Birleşik Devletleri Senti."
Çünkü denizde yüzüyor boy boy odun ve evde ne şeker kaldı ne de un.
Gökyüzünde balık gibi yatıyor ay, şinanay yavrum şinanay.
Böyle giderse pahalılık vay vay vay, kafada ne tahta kalacak ne de yay.
Biz zamanında gerek Atla Gel Şaban'ı gerekse de Orta Direk Şaban'ı sadece gülerek izlemiş ve boş filmler olarak nitelendirmiştik.
Oysa rahmetli Kemâl Sunal gerek o zamanki yaşanan gerekse o zamandan önlem almadığımız takdirde o zamana göre gelecekte şimdiki zamana göre günümüzde yaşanmakta olan gelişmeleri özetlemiş filmlerinde.