Hani bir zamanlar bir şarkı vardı hatırlar mısınız?
Seninle bir dakika mutlandırıyor beni, bir dakika siliyor canım yıllarım hasretini.
Bu şarkıyla 1975 yılında Eurovision Şarkı Yarışmasına katılmış ve sadece 3 puanla yarışmanın sonuncusu olmuştuk.
Sanki bir dakikada okuduğumuz bütün kitapları hatmediyormuş gibi oldu bu sabah.
Bunu hatırlatmamın sebebi biraz sonra okuyacağınız yazıyla alakalı. Çünkü malesef aynen sayın Semiha Yankı'nın söylediği şarkıdaki tükenmez hasretten kurtulup birbirimize kavuştuğumuz gibi sözlerini biraz değiştirirsek hayatımıza sülük gibi yapışarak giren akıllı telefonlardan sıyrılmaya zaman bulabilirseymişiz kitap okumaya günde sadece bir dakika ayırıyormuşuz.
Efenim bu yazımdaki araştırmanın konusu İngiltere merkezli "We Are Social"adlı kuruluş üşenmemiş araştırmaktan geri kalmamış ve bu yılki raporuna göre akıllı telefonlarla günde ortalama iki saat ellidokuz dakika, televizyon karşısında da iki saat ondört dakika zaman geçirdiğimizi ortaya çıkartmış.
Kitap okumaya ise günde sadece bir dakika ayırıyormuşuz. Üstelik kitap okumak bizim ihtiyaç listemizde ikiyüzotuzbeşinci sıradaymış. Yani lisan-ı münasibe göre aklımıza çok zor geliyormuş.
Biraz daha derine inersek yetmişbirmilyon mobil kullanıcının yüzde yetmişbeşinin akıllı telefonu varmış, bunlardan kırkikimilyon kullanıcımız da akıllı telefondan sosyal medyaya girmekteymiş.
Ayrıca mobil alışverişte Almanya Japonya ve Fransa'yı geride bırakmışız.
Geçen yıl bu zamanlar bir "Kürk Mantolu Madonna" hadisesi ve tantanası çıkmıştı, üstelik sayın Sabahattin Ali bu kitabı yazdığında birkaç yıl öncesinin müzik ikonu Madonna henüz dünyaya gelmesine onbeş yıl olduğunu bilmeyen câhil bir nesil yetişmişti.
Ben bilmeyenler için hatırlatayım, "Kürk Mantolu Madonna" 1943'te yazıldı, bizim bildiğimiz "Madonna" veya tam adıyla "Madonna Louise Veronica Ciccone" ise 16 Ağustos 1958'de dünyaya geldi.
Yukarıdaki resimdeki Madonna'nın resmi zamanın eleştirmenlerinin uydurduğu bir kapaktır, asıl başlık değildir.
Google Amca'da bile bulunan ahanda işbu malûmatfuruşu bile araştırmamıştık. İşin en acı yanı da buydu.
Yazının Özeti
Malesef kitap okumayı okulla sınırlı bırakmışız. Yollarda görüyoruz, toplu taşıma araçlarında herkesin elinde bir akıllı telefon. Kitap okuyan hak getire.
Hani bazı büyüklerimiz yeni neslin çok akıllı olduğunu söylüyor ya, külliyen yalan.
Akıllı telefonlar malesef yarım olan aklımızı aldı götürdü.