Bir yıla yakın zamandır Cadde-i Bağdad'da (Bağdat Caddesi) takılmaktayım.
Gündüzleri essahtan harika, ama gece oldu muydu bazı zengin züppe piçler alıyorlar altlarına Ferrari veya Mustang arabaları, başlıyorlar birbirleriyle yarış yapmaya.
Zaten arabaların egzos borularından acaip bir ses çıkıyor, ortalığı inletiyor sonra da.
Bu şekilde sorumsuzca yaptıkları yarışlar sonrası sayısız kazalara sebep olduklarının farklarında bile değiller. Zaten farklarında olsalardı veya canlarına bir şey olsaydı emin olun yapmazlardı. Ki bu şekilde devam edeceklerse bir gün inşallah başlarına bir bela gelmesini dilemekten başka çare bırakmadılar bana.
Bir kaç akşamdır Bağdat Caddesi'nin Foursquare'deki sayfasında bu konuyu işlemeye başladım, ve bu işi bitirinceye kadar da peşini bırakmayacağım.
Bu ralli yapan zengin şımarık piçler hakkında Büyükşehir Belediyesi ve Emniyet Teşkilatını vazifesini yapmaya davet ediyorum, umarım icabet ederler.
Benim çocukluğumda burası cennet gibi bir yerdi, trafik resimdeki gibi gidiş gelişti, otobüsleri ve dolmuşlarıyla İstanbul'un en güzel ve büyülü caddesiydi.
Fakat takvimler Bindokuzyüzseksenyedi yılının Haziran ayına geldiğinde zamanın İstanbul (o zamanın büyükşehir olmayan) Büyükşehir Belediye Reisi Bedreddin Dalan kalktı yolu Kadıköy yönüne tek yöne çevirdi, Bostancı tarafına gidenlerin yolunu da o zamanlar yeni yapılan ve adı konulmayan sahil yoluna ve Fenerbahçe Yolu ile Cemil Topuzlu Caddesine verdi.
Ondan sonra da adını yukarıdaki paragrafta andığım güzelim caddelerin içine sıçtılar bıraktılar, bu da ayrı bir konu. Burada yeri değil ama başka bir yazımda size bunları da anlatacağım.
Ondan sonra da adını yukarıdaki paragrafta andığım güzelim caddelerin içine sıçtılar bıraktılar, bu da ayrı bir konu. Burada yeri değil ama başka bir yazımda size bunları da anlatacağım.