Çarşının GÖT'lüğü ısrarla devam ediyor ... Hem de tüm ihtarlarıma rağmen ... Olsun, devam etsin, bana da yazacak malzemat-ı alaka-i rezilliye çıkar bol bol :-)) Hani bir fıstık ki kreması bol, fıstığı bol, bol bol yedim :-))
Bizim dükkan "Hanımın Çiftliği" değil. Malum-u aliniz ki normal şerait dahilinde dükkana para kazanmak için gelinir. Bir de -bu kısmı gelenlere söylüyorum- bir dükkandan herhangi bir mal ahz-u kabz eylersen işbu mal-ı zimmetiyenin ücret-i taalasını tediye etmek mecburiyetindesin.
Bir kişi düşünün, o kadar GÖT ki, götlüğü dünyaları aşmış vaziyette ... İşi görülsün diye bir adet taşla yardım ediyoruz, fakat iş adamın para vermesine gelince hiç ama hiç orada oturmuyor ... Soruyorum ki 'Az sonra veya yarın geleyim mi?', bu zat-ı az muhterem çok gökveren 'Çok çok teşekürlerimi söyle'den başka bir şey demiyor ... Hani baştan söylese ki 'Para vermeyeceğim, angaryadır' gibisinden bir tatlı dilli söz, anlarım da, insanın bu kadar kahpe veya şerrefsiz olacağı hiç aklıma gelmezdi ... Bir de esnafım diye geçiniyor.
Şimdi kendinizi benim yerime yerleştirin ... Bu kişiyle "Cim'a" eylemek müstehab mıdır, yoksa artıkım farz mı olmuştur?
Demek ki neymiş?
Çarşılı değil misiniz, tümeniniz götsünüz!
Günün birinde sizi "Tümgeneraliniz" dahi kurtaramayacak!
Yalnız burada bir parantez açmam lazım gerekir, bu laflarım 'Çürük Elma' olarak tabir ettiğimiz bir kesimi kapsıyor, çarşıda çalışan gerçekten dürüst insanları tenzih ederim, bunu da özellikle belirtmeliyim.
Fakat bu görüntüyü değiştirmek ve aslinda hiç dürüst olmayan çarşının dürüstlükle anılmasını sağlamak istiyorsak bu adları henüz açık açık yazılmayan çürük elmaları ortalarda ipliklerini pazara çıkartmak lazım.
Aksi takdirde olası bir yangın vukua avdet eylediğinde kuruların yanlarında ıslaklar da yanmaktan kurtulamayacak, benden söylemesi.
Ayağını Denk Al İBNE ÇARŞI, zaten senden bıkmışım, gerisini anladın onu sen!!!