Bu Blogda Ara

31 Aralık 2008

Yılbaşı Üzeri Biraz Dertleşme İsteği

Bu aralar bilmiyorum nedendir, fakat ilham perilerim beni terk edip gitmişler sanki :-( Düşüncelerimi digital ortama aktarabilmekte çok zorlanıyorum, en azından kağıda dökmeye ...

Havalardan bahsetmek istiyorum, bu aralar havalar kapalı, sürekli yağmur yağıyor ve tabi erken de kararıyor, malum-u aliniz olmak üzere mevsim kış ... Soğukluğu derseniz apayrı bir alem.
"Artıkım kabahat havanın mı yoksa benim kendi içimdeki kopan fırtınaların mı, onu hiç ama hiç bilmiyorum. Çünkü geçen yıla kadar her şeye sazan gibi atlıyan bendeniz, en azından bir kocaman yıldır sudan çıkmış balık gibiyim."

Devletin Trenlerinden bahsetsem saatları değişeli beri giderken Samatya İstasyonunda karşı istikametten gelecek olan öteki trenin gelip geçmesini en az dört dakka bekliyor.

Ekonomiden sorsanız Ekomoni zaten tıkırında, işler ayna, bir elinde cımbız öteki elinde ayna, tokmağı davula vur, ayakla da tempo tut, çal çal oyna ...
Her gün başkaca şekillere girip doğayı zorlamanın alemi yok. Çünkü ne yaparsan yap kendine yaparsın, iyiyi de kötüyü de ...
Hafta sonu derseniz en az hafta içi kadar yoğunum, hatta daha da fazlası vardır, eksiği yoktur ...

Gazete almayı zaten iki yıldır bıraktım, ekonomik kriz ve hep birbirlerine benzer haberlerden fazlama bir şey yok :-( Hem zaten sadece kağıt israfı, aynı gün değelendiremedikten sorna ne faydası var?
Bir de hoşlandığım yazarların her biri farklı gazetelerde yazıyorlar :-( Örnek mi?
Nil Karaibrahimgil - Kelebek, Hakkı Yalçın - Takvim, Ayşe Özyılmazel - Günaydın, Aslı Utkan ve Ayşegül Aldinç - Posta, Dilek Önder - Vatan vs.
"Bu arada kısaca bir not: Posta Gazetesi her gün ve her seferinde sayfalarının ve yazarlarının yerlerini her ne hikmetse değiştirir, birisi bu gasteye bu şekilde gazetecilik yapılamıyıcağını bir söylese iyi olur. Biz alıştığımız yazarı alıştığımız sayfada görmek ve her seferinde koyduğumuz yerde bulmak istiyoruz, çok şey mi abaca?"

Günler akıp giderken hayattan aldığım zevk de azalmakta. Zaman o kadar hızlı akıp geçmiş ki sanki dünmüş gibi daha henüz ama aradan gerçekte uzun sayılabilicek bir süre geçmiş :-(
Bunu da ben değil, takvim söylüyor, hani "Her gün yapraklarından en üsttekini koparta koparta bakmışsınız ki bu kalın kitap gibi takvim inceldikçe incelip küçücük bir şey kalmış olan" takvim.

Bu konuya nerden mi girdim?
Çünkü biraz sorna İkibinsekizi de tarihlerin tozlanmaktan ziyade artıkım örümcek bağlamış sergenlerinin bulunduğu odaya yolcu ediyoruz ...
Hani şurda çok değil geçen yıl bu zamanlar gelmesini dört gözle beklediğimiz, üzerlerine maniler yazdığımız, dilekler dilediğimiz, fakat son günlerinde planlarımızın bozulduğu, deliklerimizin büyüdüğü, bunun yanında bazı eksilenlerin de olduğu kadar artanların da bulunabildiği bizim bildiğimiz 2008!

İşte böyle sevgililer, birazcık da olsa içimi dökme ihtiyacı hissettim, umarım sizi de üzmedim ...
Yazımın başında konu yok diye şikayet ediyordum, nerelere dallandık budaklandık?

Bir kaç dakka sorna günle, daha sorna ayla birlikte yıl da değişicek, dilerim bu yeni yıl her birinize eskileri unutturup kötüleri uzaklaştırsın, her yeni gün yeni bir umut demek, içlerinizden umut eksik olmasın, sağlık olmadan hiç birisi olmaz, sağlığınız yerinde, mutluluğunuz bardaklar yetmez sürahilerden o da olmadı damacanalardan taşsın, telefonunuz daima başkaları tarafından aransın, internetiniz şimdikinden dört katı E-Maillerle dolsun, bu mektuplarda da sizi seven arkadaşlarınız sizi sevdiğini yazsın, sakın kışmasınlar, siz de onlara onları seviğinizi yazın tabi, çünkü sevgi paylaştıkça çoğalır.
Yüzlerinizden gülümseme, etrafınzıda arkadaşlar ama hakiki arkadaşlar, yani siz arkanızı döndüğünüzde size kazık atmıyıcak arkadaşlar, kalplerinizden sevgi, işlerinizden ve hayatlarınızdan başarı yanlız bu yıl değil hiç bir zaman eksik olmasın :-)

Yeni Yılınız Kutlu ve Mutlu Olsun
Yeni Yılda Görüşmek Üzere :-)