Bu Blogda Ara

23 Ağustos 2011

Evlen Diye Tutturan Arkadaşlarım İçin

Yaşınız benimki gibi yolun yarısına eriştikten sonra sürekli duyduğum bir cümledir bu, netekim uzun uzun da yazmışımdır:
"Ne zaman evleneceksiniz?"
İki aylık ilişkiniz devam ederken de, uzun süreli ilişkiniz çalkalanırken de duyabilirsiniz bu cümleyi. Çünkü bu cümleyi duymak için hiç bir şart yoktur, sadece bekar olmanız yeter. Bir düğüne yalnız giderken bilirsiniz ki, "Ahh canıımm darısı başına!", sevgilinizle giderken de "E hadi sıra sizde!"ye maruz kalacaksınız. Kaçış yok!


KANEPEMİN YERİ
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Evli olanlara da, olmayanlara da, evlenmeyi isteyenlere de, evlilikten kaçanlara da saygım sonsuz. Kim ne isterse, nasıl isterse öyle yapsın değil mi? Ama bana "Evlen" diyen sevgili dostlar (özellikle kadın olanlar), şunları bilmeyeniniz var mı:
Evliyseniz aileler her işinizin bir parçası oldukları idrakiyle hayatınıza her türlü müdahaleyi etme hakları olduğuna canı gönülden inanır. "Kızım şu kanepeyi bu tarafa çevirsen daha iyi güneş alıyor orası"... Hııı?
Bekarsanız evinize sizin isteğiniz dışında misafir gelemez. Kanepenizin yeri de tamamen paşa gönlünüze bağlıdır.


AKŞAMA NE YİYECEĞİZ?
Evliyseniz saat 18:00 veya 19:00 gibi kocanızdan gelen telefondaki diyaloğun son cümleleri şunun gibidir:
"Akşama ne yiyeceğiz?"
İşyeri stresi bitmeden "Ne pişireceğim, yeterli malzeme var mı?" stresi sarıp sarmalar sizi ...
Bekarsanız eve gider gitmez uyuyup gece yarısı kalkarak www.yemeksepeti.com'a dadanmak, telefonla sipariş vermek, evde ne varsa onları didiklemek tamamen keyfinize bağlıdır.
Evliyseniz bazı mecburi misafirleriniz olacaktır. Onlara hazırlıklı olmak için buzluk ağzına kadar dolu olmalı, ev daima derli toplu, tertemiz olmalı, terlikler, atıştırmalıklar, aperatifler hazırda beklemelidir. Çocuklu misafirler için oyalayıcı birkaç oyuncak, yatıya kalma potansiyeli olan misafirler için ekstra çarşaf, yastık, havlu (bu liste uzar gider) bulundurulmalı.


MİSAFİR OL GEL BANA
Bekarsanız gecenin bir vakti tek bir telefonla bir şişe şarap eşliğinde eğlenceli bir arkadaş kapınızda olabilir. Evde iyi bir peynir veya meyve varsa, bir de iyi birkaç DVD varsa zaten her şey OK'dir. İsteyen istediği yerde uyuyabilir. Salonda uyuyakalmakta da sıkıntı yoktur.


KAYIP ÇORAPLARIN GİZEMİ
Evliyseniz kendi dolabınızın düzeni kadar kocanızınkinden de sorumlusunuz. Özellikle kaybolan çorapların hesabını verecek, en sevdiği gömleğinin (ki bu her hafta değişir) nerede olduğu (ki kirlidedir) gecenin bir vakti aklına gelen bu adamı toparlamak zorunda olacaksınız. Çoraplarını başucuna çıkarıp bırakan, kendi bornozunun bile yerini bilmeyen yetişkin görünümlü bir çocuğun kılık kıyafetiyle ilgilenmek için başlı başına çelik gibi sinirlere sahip olmanız gerekir.
Bekarsanız eve gelir gelmez soyunup dökünmek, her şeyi o an fırlatıp atmak hakkı sizindir. Evet arkanızdan biri toplamaz ama siz onları canınız ne zaman isterse o zaman toparlarsınız!

12 Ağustos 2011

Yaz Kışa Borcunu Ödüyor

Yine boş bir gün geçti hayatımdan ...
Sabah havanın bozukluğu ikindi zamanı yerini Güneşe bıraktı.

Her şeye rağmen hayat çok güzel, dışarısı serin bile olsa ben mutluyum. Mutluluğum yüzünden içim içime sığmıyor, sanki bir açıklık bulursa coşku içimden dışarı patlayacak :-))
Bu gece gökyüzünde Dolunay var, sahil de mükkemel, ama bende güç yok yürüyecek aslinda, ama güzellikler bazı aksilikleri rafa kaldırmama yetiyor.

Fakat akşam bilgisayara oturunca bazı arkadaşlarımın benle olan bağlantılarını kopardıklarını gördüm :-((
Biliyorsunuz Facebok sizi arkadaşlık listesinden kaldıranları size bildirmiyor nedense, ancak o kişinin profilini aramanız lazım :-(( Ki hala arkadaşınız mı yoksa sizi listesinden kaldırmış mı anlayabilesiniz diye ...
Sıradan insanlar olsa ses etmeyeceğim ama bu kişiler arkadaşım. Ya da arkadaşım olduğunu sandığım kişiler :-(( Ne diyeyim, yolları açık şansları bol olsunlar, gidenin arkasından ağlamak bize yakışır mı?

Her ne kadar Facebok son dönemin en büyük Web-Sitesi de olsa, bugün gazetelerin birisinde Anonymous adlı bir grubun hack listesinde Facebok'un da olduğu yazıyordu, fakat bu saldırı 5 Kasım 2011'de olacakmış, şimdilik bir tehlike yok ama bu aralar Facebok'a dikkat edin.
Bu arada bu haberim inşallah gereken yerlere ulaşmıştır.

Yarın Cumartesi, herkes tatildeyken ben dükkanda olmam lazım, ama eğer bir gün kendi dükkanım olursa ne üzerine olursa olsun asla ve asla Cumartesi günleri açmayacağım.

11 Ağustos 2011

Yağmur

Dünden beri Meteoroloji Dairesi sürekli ayakta .. Havada bu sabah bir serinlik ve ıslaklık var .. Bir baktım gökyüzü yağmurlanmış, pencereler ve camlar ıpıslak ... Hade ıslaklık bir şey değil, serinlik de cabası üstelik :-((
Öğle vakti Güneş biraz Yağmura ara verdirdiyse bile akşam vakti yeniden başladı yağmur.
Alışmaya başlamalı ki artıkım altın fiyatına üç rakamlı sayılar kullanılması aşikar zaten :-(
Ekonomi bu şekliyle rayına oturdu, artıkım bundan sonra makinistin bu "Ekomoni Treni"ni nasıl kullanacağı önemli .. Eskiden bir uzun tünelin içindeydik, şimdi karşımıza bir ışık çıktı, fakat bu ışık karşımızdan üzerimize doğru gelen Lokomotifin ışığı olduğu o kadar belirgin ki, ezilmekten nasıl kurtulunabilicek onu da hiç bilmiyorum.

Lafı Trenlerden açtım, sabahleyin istasyonumda kalaslarla ilgili bir çalışma vardı, yaklaşık sekiz on kişi kalasların raylarla arasında mevcud olan vida ve cıvataları değiştiriyorlardı.


Tabi, trenler bu kalasların arasını çatlatıyorlar, ne de olsa eskidiler artıkım :-((
Malum ki doğada hiç bir şey kaybolmaz, sadece şekil değiştirirler.


Yedek aletler de istasyonda bekliyorlar, olası bir arızada kullanılmak üzere tabi.


Netekim iki dakkalık gecikmeyle trenim geldi, aldı beni götürdü işime.


Tren bugün çok tehnaydı, sanırım havanın serinliği diyecem ama bugün iş günü, tatil değil ki ?!


Gördüğünüz üzere kalaslar çatlamışlar, nerdeyse kopucaklar.

Hade o çalışma hiç bir şey değil de Zeytinburnu İstasyonunda gerekli gereksiz beklememiz beni çok tuzladı, hani Santaraldan önceki ışıkta beklerken aksi istikamette bir tren geldi, daha istasyonda neyi bekledik?

09 Ağustos 2011

Hdefef Yüz

Sabah istasyonda trenimi bekliyorum ki işe gelicem ... Tren saatında gelmemiş tabi, ama ben nerden bilecem ki hareket saatları değişmiş?
Beklemeye devam ederken Boğaziçi Ekspresi geliverdi, her ne kadar istasyonumda durmasa bile bizim tarafta Anahat Treni pek gelmez bilirsiniz.


Netekim bu tren istasyonumda duruşu olmadığı için durmadı bile, geldi geçti ve gitti.


İlk resim orjinal değil, resimde oynama var tabi, bu kadar uzaktan çekimde tren gözükmezdi :-))

Beklenen bir şeydi ... Ama bu kadar çabuk olmamalıydı ...
Sabah Çarşıya girdim, tabi ayaklarım geri geri gidiyor, malum mevzudan dolayı tabi, anlayan anladı sizin anlayacağınız.
Altının, daha doğrusu yeni adıyla Üstünün fiyatına bir baktım, gözlerime inanamadım, netekim aşağdaki resim de size gösterecek, fiyata dikkatlı bakınız dikkatınızı çekerim:


Tarihin en yüksek değerine bunca zamandır her gün ulaşıyordu, fakat bu sabah gerçekten zirvedeyiz.

Ha, ekomoni ne alemde mi?
Tamamen tıkırında ... Asgari Ücret 624, Cumhuriyet Altını 650 TL.

Bu fiyat şartları altında artıkım evlenilmez de, hade evlenilir de düğünlere gidilmez.
Ne yani, hediyesiz gitmeyi mi göze almalı, yoksa sahte altın kaplama esasında pirinç hammaddeli maden mi almalı?
Bence bu aralar lütfen evlenmeyin, çünkü evlenecek arkadaşlarımın hiç birisi "Çerek Altın"la bile kandıramayacağım cinsten :-((

Bu fiyatları gör de bu tarihten sonra iş bekle .. Millet bu ekomonik krizde altın ve pırlanta mı alsınlar, yoksa ekmek peynir mi alıcak?

Yok yok, Walla sinirli değilim, çok sakinim, inanın bana ... Sadece gerilmişim :-))

08 Ağustos 2011

60

Korkmayın henüz o kadar yaşlanmadım :-))
Sağolsun Devletim Tren Dö Banli'lerini sefer sayısını sürekli azaltmanın derdinde :-((
Daha şurda sadece bir aycık kadar bir süre önce 64'e indirmişti, bugün bir baktım ki saatlar yine değişmiş :-((
Hade değişmesini anlarım da, dört sefer birden eksiltilmesini anlayamam :-((

İstabnul kalabalıklaşıyor, tren her gün tıklım tıklım, İstanbul İstasyonunda yarım saat boş treni boşa bekliyoruz, ama yok deniliyor amk.

Siz daha bir treni işletemiyorsunuz, Evrupe Birliğine nasıl giriceksiniz?
Hade girdiniz diyelim, Evropa sizi arasına alacak mı?
Ya da, olmaz ya, yanlış bir karar verdi de aldı diyelim, acaba siz gürdüğünüzde birlik olmuş bir Avrupa bulabilecek misiniz?

Uzun lafların kısası İstabnul hattında Tren Dö Banli'ler artıkım günde 60 sefer yapıcak, yaklaşık 20 dakkada bir :-((
Bari trenlerin kapasitelerini arttırsalar içim yanmayacak ... Şimdi yaz mevsimindeyiz, ya kışın ne olacak?