Bu Blogda Ara

13 Kasım 2017

Seksenyedibin Liralık Taksi Ücretini Ödemeden Kaçtı

Dolandırıcılığın bu kadarını görmedik. Ama bu dolandırıcı bizim Sülün Osman değil. Hadiseyi anlatmaya başlıyorum. Neredeyse bütün Avrupa'yı dolaşan ve yolculuğun sonunda hak sahibini eken bu dolandırıcının tefrikasını bütün Avrupa konuşuyor olmalı.


Efenim öykümüz Ekim ayında başlıyor. Monako'nun ünlü Monte Carlo'dan adamın biri bir taksiye biniyor, bu müşteri şoföre önce Fransa'nın ünlü sahil beldesi Nice'ye, oradan da Belçika'nın başkenti olan Brüksel'e gitmesini söylüyor.
Hadise burada bitse iyi, Brüksel'den sonra İngiltere'nin başkenti olan Londra'ya devam eden yolculuk oradan da Slovakya'nın Zilina kentine, Zilina'dan da Almanya'nın Bad Münstereifel kentine macera devam etmiş. Bad Münstereifel'den sonra müşterisini tekrar Londra'ya getiren taksici onsekizbin Euro'luk taksimetrenin ücretini istemiş.



Buraya kadar normâl olan yolculuğun seyri müşterinin yanında parasının olmadığını söylemesiyle şoföre Meksika'da parasının olduğunu ve oraya gidip parasının ödemesini yapmayı teklif ediyor.
Uçağa atlayıp Meksika'ya gidince de havalimanında kalabalığa karışarak müşteri kaçmış gitmiş.
Taksi şoförü ise bunun üzerine eşinin aldığı uçak biletiyle önce Toronto sonra da İzlanda üzerinden Londra'ya geri dönüp taksisini alarak Almanya'nın Euskirchen kentinde yolcusuna karşı dava açmış.
Taksi şoförü müşterisinin de Euskirchen'li olduğuna inanıyor. Şikâyet ettiği karakolun komiseri basına verdiği açıklamada "Taksi şoförü suç duyurusunda bulundu çünkü parasını almak istiyor. Kendisi ve müşterisi daha önce de birlikte seyahat etmişler" dedi.


Şimdi bütün Avrupa bu davanın sonucunu merakla bekliyor.
Şimdi soruyorum sizlere, bu işin sonu bakalım nerelere varacak?