Bugün yine kar günü, bir haftadan beri beklenen kar yine yağdı.
Kar yağması demek okulların ekıstıradan tatile girmeleri demek, özellikle tatilsever bir valimiz olunca başımızda.
Bizim burada bir santimilimetre bile kar yağsa okullar tatil oluyor ama işyerleri tatil olmuyor her nedense.
Hadi size bir polemik konusu, okul tatil olacaksa işyerleri de tatil olsun kar yağdığında.
Nasıl olsa bizim yerlerimize çalışma sevdalısı Japonlar var, gelirler işlerimizi yaparlar.
Çünkü hepiniz bilirsiniz ki Erzurum'da kar ne kadar yoğun yağarsa yağsın okullar asla tatil olmaz, Van'da da öyle, şimdi uzun uzun adlarını yazıp başınızı ve gözünüzü şişirmek istemediğim bilumum doğu illerimiz de öyle keza.
Peki İstanbul'un özelliği ne derseniz hemen söyleyeyim.
Çünkü İstanbul zamanında öyle tuhaflıklarla dolu bir yerde kurulmuş ki her köşesinin ayrı bir coğrafyaya sahip olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz değil mi?
İşte bu yedi tepeli denilen ama aslında yediden çok daha fazla tepeye sahip olan İstanbul'un ev kurulmaması istenen yüksek yüksek tepeleri büyük ihtimâlle önümüzdeki saatlar zarfında kar tutacak.
Diğer yöreler de avuçlarını gökyüzüne açıp bu seferki karın kendi mıntıkalarında da tutması için Allah'a yalvarıp yakaracaklar.
Ama yine de korkmayın, çünkü okullara tatil kararı İstanbul il sınırları içindeki bütün ilçeleri kapsıyor, valimiz açıklama yaptı az önce.
Artık kışın yediğimiz hurmaların yazın götümüzü tırmalayacağı gerçeği gözümüzün önünde kabak çekirdeği gibi durmuşken bu bir günlük tatili yaz tatilimizden düşmemizi istemeyecekler mi?
Hadi balakım sorumu sordum ve cevaplarınızı bekliyorum.