Bu Blogda Ara

Sayfalar

28 Ekim 2014

Aybaşı Taym

Bugün tuhaf bir konu yazıyorum ama hayatımda hiç bu kadarını görmedim.
Milletin işi gücü kalmamış, artık aybaşını konuşmaya başlamış.
Resimlerden gördüm, çok da güzel hazırlamışlar yazıyı.


Böyle günlerde her hareketin bir sebebi vardır.
Aslında belli ama sonucu başka taraflara çekmeye meraklıdır kadın milleti.
Sosyâl Media'larına bakarsanız yazdıklarından kafalarına bir şey gelmiş oldukları bellidir.


Bebek sahibi olmamanın cezası bu kadar ağır olmamalı.
Bir kadın her ay bebek yapmaya çalışmamalı.
Hele bekârlar, bekârken bebek yapılır mı hiç?


Bu devirlerinde kadınlar kendilerini güzel bile olsalar çirkin hissederler.
Onun için üstlerine fazlama gitmemelisiniz.


Aynen beklerken gereksiz yere bekletmeyi göze alıp gittiğini haber vermemek gibi onların da malum günlerinde rahatça yatmaları veya oturabilmeleri sözkonusu bile değildir.


Yüzlerinde gerekli gereksiz yerlerde sivilceler çıkar, çıksa neyse de, sivilceleri yok edeyim derken başka bir tarafta daha büyük patlar.


Tabi bunun üzerlerine birçok şeye çok aşırı tepki verebilirler, bunun için son derece dikkâtli olmak gerekir.
Yani malûm günlerde kadınlarla tartışmaya girmeyin, her an kafanıza bir tabak veya odun yiyebilirsiniz.


Beyaz giyme söz olur, siyah da giysen toz olur, bence gel birlikte kaçalım, belki muradımız tez olur.
En azından böyle zamanda beyaz da giymek zorunda kalsanız en azından bazı sözlerin maksadlarına aşmalarını engellemiş olusunuz.


Malesef ne yaparsanız yapın bu doğal döngüden kaçışınız mümkün bulunmamaktadır.
Sadece iki seçeneğiniz var:
1. Karnınızda çocuk olacak.
2. Doğurganlığınız sona erecek.


Bu dönemde sadece iki şey gerek size: Çikolata ve Ultira Pirima.


Siz erkeklerin sevgileriyle ve duygularıyla oynar mısınız? Alın bu da size her ay yukarıdaki tarafından kesilen ceza. Artık ne yaparsınız bilmiyorum.