Bu Blogda Ara

Sayfalar

29 Mart 2011

Çarşıdaki Fesatlıklar

Kapalıçarşı Serimizin pisliklerinden oluşan yazı dizim devam ediyor, size çarşılı profili çiziyorum, kızım sana yazıyorum gelinim sen anla :-))

Bizim çarşının dükkan sahibi olmasına rağmen adam olmayı başaramamış esnaf olacak dallamalar birbirleriyle kocakarılar gibi dedikodu yapmayı çok severler.
Dedikodu yapmaları bir şey değil, küfürleşirler üstelik.
Fakat birbirlerinin haklarında ettikleri bu normal zamanda cinayet sebebi olan işbu küfürlere rağmen birbirlerini görünce dut yemiş bülbüle dönerler. Her ne kadar ilk sözleri küfürle başlasa dahi sarılıp kucaklaşmaktan ve sahte de olsa gülümsemekten geri kalmazlar ... Bu ikiyüzlülük değil de nedir sorarım size?

En kötü huylarından birisi de dün söyledikleri sözü bugün unutacakları çok kesindir, akılları çalışmasına rağmen işlerine gelmez, bu durumda da birilerini suçlarlar, çünkü çarşılı olanlar sır saklamayı da bilmezler.

Bir de bazı patronların çıraklarına bilmem hangi komşusunun sabah kaçta geldiği, akşam ne zaman gittiği, sesleri duyulup duyulmadığı gibi konularda sorguya çekmeleri iyice sinirimi bozuyor.
Be geri zekalı patron bozuntusu, o kadar çok merak ediyorsan sen neden kendin takip etmiyorsun? Milletin ne yaptığı seni ne ilgilendirir, sen kendi işine baksana?

Yani ben boşuna Çarşı İnsanatı Adam Değil diyorsam boşuna demiyorum. Her ne kadar ben de çarşıda çalışıyor da olsam hayatımda en pişman olduğum ve en fazla nefret ettiğim şey çarşıda çalışıyor olmak.
Kısacası, Kapalıçarşı GÖT olmuş!