Vakti zamanında ailenin birinin evinde bir kedi varmış ...
Evin kadını kediyi çok seviyor, fakat kocası hiç ama hiç sevmiyormuş.
Bir gün adamın canına tak etmiş bizim kedi, almış bunu uzaklara götürmüş bırakmış.
Fakat kendisi henüz eve gelmeden kedi ondan önce gelmiş ...
Aradan bir iki gün geçmiş, yine adam almış kediyi, bu sefer biraz daha uzak ve biraz daha çetrefilli bir yere bırakmış.
Fakat yine akşama eve geldiğinde kediyi yine evde bulmuş ...
Ertesi gün demiş bu böyle olmıyacak, almış bunu çok ama çok uzaklara götürüp bırakmış, fakat biraz sorna telefonla evi aramış.
"Alo, hanım kedi eve geldi mi?"
"Evet geldi burda."
Adam da ne demiş biliyor musunuz?
"Telefonu şu şerefsize ver, bana evin yolunu tarif etsin, kayboldum!"
Evin kadını kediyi çok seviyor, fakat kocası hiç ama hiç sevmiyormuş.
Bir gün adamın canına tak etmiş bizim kedi, almış bunu uzaklara götürmüş bırakmış.
Fakat kendisi henüz eve gelmeden kedi ondan önce gelmiş ...
Aradan bir iki gün geçmiş, yine adam almış kediyi, bu sefer biraz daha uzak ve biraz daha çetrefilli bir yere bırakmış.
Fakat yine akşama eve geldiğinde kediyi yine evde bulmuş ...
Ertesi gün demiş bu böyle olmıyacak, almış bunu çok ama çok uzaklara götürüp bırakmış, fakat biraz sorna telefonla evi aramış.
"Alo, hanım kedi eve geldi mi?"
"Evet geldi burda."
Adam da ne demiş biliyor musunuz?
"Telefonu şu şerefsize ver, bana evin yolunu tarif etsin, kayboldum!"