Bu Blogda Ara

Sayfalar

28 Ocak 2011

Kısa Mı Yazayım? Hade Canım Siz De

Bazen milletin uzun yazıları okumaktan kaçındığını tahmin etmek zor değil, ama bir şey yazıyorsak illa millet okusun diye yazmıyoruz hiç birimiz.
Mesela bendenizin yazarlığı, sadece içimdeki sıkıntıları boşaltmak için başladım bu Blog'u yazmaya, okuyup okumamak tamamen size kalmış bir şey, işbu mevzuat-ı umumiye dahilinde kimseyi zorlıyamam.
Aynı şekilde hiç kimse de bana "Şu kadar yaz", "Bu kadar kış", "Yüz kelimeyi geçme" veya "En az beşyüz kelime olsun" diyemez. Bu tamamen insanın içinden gelir ve bu herkes için geçerlidir.

Bugün kendisini gazeteden ve internetten her fırsatta okuduğum Sevgili Ayşe (Özyılmazel) Hanım'ın yazdığına göre İclal (Aydın) Hanım'a patronu kısa yazılar yazmasını "Buyurmuş".
Bak bak bak bak ....
Bir gazeteciye böyle şey söylenir mi?
Gazetecilerin bir numaralı görevi bir olayı en ince ayrıntılarına kadar okurlarına ulaştırmak değil midir?
Siz olsanız bir haberi nasıl anlatırsınız?
Üç cümleyle yüzeysel mi, yoksa olayı nedenleriyle derinlerine inerek mi?

Kısacası yazar okunmuyorsa hiç yazmasın çok daha iyi.

Zaten başımıza ne geldiyse şu kopya çekme huyumuzdan geldi.
Okulda kopya, sınavda kopya eyvallah, ama hayatta kopya çekebiliyor muyuz?
Çekemediğimiz için de çevremiz bir sürü "Diplomalı İşsiz"lerle dolu :-((
Özgünlüğe gelirsek -Bak konu nerelere geldi- hani bir öykü vardır:
Öğretmenin biri öğrencilerine tembellik konulu bir kompozisyon ödevi verir.
Öğrenciler de kaleme kuvvet başlarlar yazmaya, tümü de gayet mantıklı ve doğru tespitlerdir.
Hepsinin yazdığı üç aşağı beş yukarı aynıdır.
Fakat bu kompozisyonda en başarılısı kim olur biliyor musunuz?
Öğretmenine bomboş kağıdı veren öğrenci.
İşte asıl özgünlük budur, hiç kimsenin aklına gelmiyen şeyi yapmak.

Asıl konumuza geri dönersek, -Çok dağıldı, toparlamak lazım- kısa not şeklinde yazmak önce Gazetelerin köşelerine, sonra da Blogger'in kuruluş amacına ters.
Kısa notlarla yazmak istiyen "Twitter"e gitsin, yüzkırk karakter sınırı var, yetmez mi? Yeter de artar bile, hatta adam olana dahi çoktur, söylemek istediğini eğer becerikliysen sadece oniki harfli bir kelimeyle dahi yazabilirsin :-))

Sonuç olarak, Bravo Ayşe, editörün seni kara listeye alsa dahi okurların seni ak listeye alıyorsa gerisini patronların düşünsün.