Bu Blogda Ara

Sayfalar

13 Mart 2015

Kulaklık Taym

Bu yazımdaki kulaklıklar sıradan sade bir kulaklık değiller.
Moda dünyasından uzağım ama geçenlerde Milan Moda Haftasında bizim sevgili Dolce & Gabbana  yepisyeni kulaklıklarını görücüye çıkartmışlar.


Ama öyle bir kulaklık ki deriden yapılmış ve üzerinde de birbirinden değerli mücevherlerle süslenmiş.
Bu güzel ve sevimli sayılabilecek kulaklığın fiyatı ise neredeyse bir küçük servet, onsekizbin lira.


Bir de üçbin lira fark vererek tilki postlu kulaklık da alabilmeniz mümkünmüş.
Çıldırılmış üçharflilik.

Balıkçılar Çarşısı

Az önceki yazımda balıktan bahsettim ya, şimdi bu haber birçoklarınızın hoşlarına gitmeyecek.
Zamanın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Bedrettin Dalan'ın 1988 yılında yaptığı Kumkapu'daki Balıkçılar Çarşısı 27 yıllık kullanımdan sonra tarihin tozlu sergenleri arasında yerini aldı.


Malûm-u aliniz çarşının yerinden Avrasya Karayolu Tüneli geçecek ya, son zamanlarda zaten yetersiz kalan ve trenler kaldırıldıktan sonra kapasitesinin çok ama çok üstüne çıkan sahil yolunu daha da fazla tıkayıp tren zamanı yarım saatta gidebildiğimiz yolu otobüsle yaklaşık üç saatta gidebilmeye başladığımız o meşhur yolun Kumkapu mevkiinde kenarından geçerken İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı iş makineleri tarafından arazide bulunan otuzüç dükkânı yıkıyorlardı.


Çarşı şimdilik Samatya'ya taşınacak, hani geçenlerde miting alanı olarak doldurulan arazinin bir köşesine kendilerine yer gösterildi.
Kendileri için ise İstanbul'un çok ama çok uzağında yepisyeni bir hal hazırlanmakta, ki bu da Gürpınar'da.

Dans Et Bunama

Dünyada bilim adamı çıkartan tek yer İsviçre değildir. Ama en iyi ve en araştırmacı bilim adamlarının İsviçre'den çıktıkları doğrudur. Artıkım havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez ama her şeye rağmen bütün dünya İsviçre'li bilim adamlarının önünde ceketlerini ilikleyip el pençe divan durarak hazırola geçerler.


Ama bazen İskandinavya'da da iyi bilim adamları çıkmamazlık etmez.
Bu yazımızda Finlandiyalı bilim adamlarının yaptıkları araştırmada dans etmenin bunamayı önlediğini öğrenmiş olacağız.


Gelgelelim sadece dans değil bu konu, işin içine Japon icadı olan Sudoku çözmek ve balıkla meyve yemenin de hafızayı güçlü tuttuğunu söyleseler inanır mıydınız?


Balığı ben de biliyorum, çünkü size bir fıkrayla bu yazımı tamamlayacak ben.


Bir gün Yahudinin biri Trabzon Çarşısında dolaşırken bir balıkçıda o güne kadar adını bilmediği çirozu görmüş, hemen gelip Laz balıkçıya sormuş:
"Bu nedir, nasıl bir balıktır?"
Balıkçı şöyle bir süzmüş Yahudiyi:
"Bundan ye, zihnin açılır. Sadece üç lira"
Yahudi bunun üzerine hemen bir taneyi midesine indirmiş. Ama bakmış hiçbir şey olmuyor, balıkçı hemen atılmış:
"Bir tane daha ye."
Yahudi üç lira daha verip ikinciyi de yemiş. Ama yine tık yok.
Balıkçı üçüncü, dördüncü ve beşinciyi de yedirmiş.
Yahudi altıncıyı da yedikten sonra:
"Galiba sen beni kazıklıyorsun" demiş.
Balıkçı hiç altta kalır mı?
"Ben sana demedim mi aklını açar diye? Biraz geç oldu ama olsun."


Sözün kısası Finlandiyalı bilim adamları araştırmanın sonucunda basın mensuplarına verdikleri beyanatta "Dans etmek hem fiziksel olarak aktif olmayı hem de sosyâlleşmeyi sağlayarak hafızayı güçlendirir" demişlerdir.
Benimle dans eder misiniz?

Mutluluk İçin 34'ü Bekle

Öncelikle işbu yazıda geçmekte olan 34 İstanbul'un uğursuz plakası olan 34 değil, 34 yaşı temsil etmektedir.
Her ne kadar ben o yaşı geçeli dört yıl kadar olmuşsa dahi ara sıra o günlere dönmek ister miyim bilmiyor ben.


Bu yazımıza konu olan araştırma İngiltere'de yapılmış, ama araştıranlar gecelerinin ne kadarını gündüzlerine kattıklarını hiç ama hiç bilmiyor ben.
İngiliz bilim adamları bir anket yapmışlar ve insanatın kendisini en ziyadesiyle mutlu hissettiği yaşın 34 olduğuna karar vermişler.


Soruları cevaplayanlar 34'ün gerekçesini "Hayattan zevk almaya başlayacak tıkırında olan ekonomik özgürlüğe kavuşmak" diye açıklamışlar.
Bendeniz 34 yaşımdayken hâlâ ustama bir dolar daha kazandırıyordum.


Gelelim daha gençlerin mutlu olmasının nedenine, ki onlar da aynı anketteki konuyla ilgili soruyu "Yirmili yaşlarda daha sosyâl ve özgür olduklarını" söyleyerek cevaplamışlar.

12 Mart 2015

Küfredenlere Ceza Yağacak

Bizim buralarda küfretmek bir yaşam biçimidir. Küfürsüz bir hayat düşünülemez.
Ama Taber diye bir yer varmış dünyada ki işbu habere kadar hiçbirimiz bilmiyorduk, belediye meclisi yeni bir kanun hükmünde kararname çıkartmış.


İşbu kararnameye göre bazı onur kırıcı davranışların maddi cezaları şöyle:


Yerlere Tükürmek : 75 Dolar (155 TL)
Küfretmek ve Bağırmak : 150 Dolar (310 TL)
Sokağa Çiş Yapmak : 250 Dolar (510 TL)


Eğer bir kişi aynı davranışı tekrarlarsa her seferinde iki katı cezayla karşı karşıya kalacak.
Darısı bizim buradaki belediye meclislerine inşallah, ama bizim buralarda Kanada'daki gibi tuvaalet yok, olanlar da paralı ve birkaç tanesi hariç pislik götürüyor.

Ev'len Benimle

Korkmayın kendime eş aramıyor ben. Çünkü biliyorsunuz evlenmeye pek fazlama niyetim yok.
Bu yazımızın konusu Endonezya'dan.


Jawa Adasında güzellik salonu işleten iki çocuk annesi Wina Lia evini pazarlıksız olarak yetmişbeşbin dolar ki bizim paramızla yüzdoksandörtbin lira eden bir fiyatla satışa çıkardı.
Buraya kadar ters olan hiçbir şey yok. İşin ilgi çekici yanı kadının evini almak isteyenlere kendisi ile evlenme şartı getirmiş olması.


Wina Lia'nın şakayla asla işi olmadığını söylemesi üzerine ilana bir sürü teklif geldi. Wina şimdi bu teklifleri değerlendiriyor.
Hayırlısı olsun.

Kiralık Koca

Başlığa bakıp da şaşırmayın sakın. Tuhafınıza gidecek ama Moskova Büyükşehir Belediye Meclisi evlerindeki tamirat işlerini yapamayan yoksul ailelere ücretsiz olarak kiralık koca hizmeti sunacağını açıkladı.

Meclis üyelerinden bir yetkili işbu kiralık kocaların damlayan muslukları tamir etmekten rafları yerleştirmeye kadar Sovyetler Birliği'nde erkek işi sayılan her türlü tamiratı yapabileceklerini beyan etti.

Böyle bir iki hizmet bizim buralarda da olsa fena mı olurdu? En azından yetişmiş eleman bulunurdu çevrelerde, Belediye Başkanı Sergei Sobyanin iyi çalışıyor.